Aşk Değil Drakulin

Fatma Ünsal

Drakulin, vampir yarasaların tükürüğünde bulunan sentetik bir peptiktir. Bu yarasalar, tükürüklerini avlarının kanının beslenme sırasında pıhtılaşmasını önlemek için kullanırlar. Bu yarasa salgısının antikoagülan özelliğinin olduğu kimi tıbbi çalışmalarla keşfedilmiştir.

Aşk insanı böyle yapar mı Necla? Yapmaz değil mi? Yapar mı yapmaz mı Necla? Aptala döndüm, pel pel bakıyorum etrafa. Önüme koydukları dosyayı önce sırıtarak inceliyorum. Birisi izlese der ki bu kız dosyaya karşı boş değil. Tövbe tövbe. Gülme Necla. Sana zaten dert anlatan da kabahat. İndirimden bahsetsem ağzımın içine baka baka dinlerdin. Yok dert anlatıyorum ya ilgini çekmiyor tabii. Neyse kalkıyorum ben. Israr etme. İyi tamam beş dakika daha.

Bu adam bana bakmaz değil mi Necla? Saçları nasıl da gür. Benimkiler seyrek, cansız. Bu adamı tutup şampuan reklamında oynatırlar. Beni de oynatırlar ama şampuanlarımızı kullanmazsanız böyle olursunuz demek için oynatırlar. Yüzü nasıl da parlak Necla. Yahu hiç mi bir şey olmaz, leke de mi olmaz? Yok Necla yok. Yüzünde lekesi olmayan adamları sevmemeliyiz biz Necla. Ver bakalım şu aynanı. Allah’ım sana bir şey dediğimden değil ama. Bari şu adamla yolumuzu denk getirmeseydin. Tövbe diyeyim değil mi Necla tövbe. İmtihansa çekeceğiz. Ne? Ben de işime gelince mi dindar oluyorum? Yemin ederim şimdi buradan kalkarım yüzüne de bakmam Necla. İnsanın burnundan getiriyorsun. Kalkıyorum. Israr etme. Neyse, beş dakika daha durayım.

Ama adam da bir tuhaf Necla. Odasının perdeleri kapkalın. Hep kapalı. Yaz kış kafasında fötr şapka, onunla dolaşıyor. Değil mi değil mi evet. Ondan lekesiz. Ama Necla, ellerine baktım geçen. Gülme gülme sus. Ellerine baktım geçen. Derisine Allah sim mi karıştırmış acaba tövbe tövbe? Parıl parıl yanıyor Necla. Uzat bakalım sen ellerini. Hıh bak, sen kadınken ne biçim ellerin var. Dur dur tamam kalkma. Hem nereye gidiyorsun? Burası senin odan. Gidecek birisi varsa o da benim. Ellerine bakmaktan dosyayı alamadım Necla. Alsana, diye azarladı beni. Azarlanmaktan da hiç hoşlanmam. Değil mi, sen de haklısın kim hoşlanır ki? Ama yüzüne yüzüne övseydim onu. Göklere çıkarsaydım. Boş boş bakmaktan başka şeyler yapsaydım yani. Sırıtarak alsana, derdi. Sırıtmasını görmemek için övmeyeceğim Necla. İşte o karanlık odada bir avize gibi nasıl da kurumlu duruyor Necla.

Kendi ışığını görmüyorsun kızım sen. Patron da patron. Avizeye de benzettin sonunda. Yok floresan! Buz gibi adam işte. Hem Âdem abi bana geçen dedi ki: “Necla, bu adam kansız galiba. Çayı elimden alırken eli elime değiverdi. Sanki buz değdi elime, hemen çektim.” Hem kanı yok hem ruhu yok. Ne? Ne demek öyle konuşma çarpılırsın? Mübarek birinden mi bahsediyoruz? Vallahi kalkar giderim bak. Ne var benim odamsa? İnsan odasını terk edemez mi? Hem bembeyaz ayol adam bembeyaz. Nereli bu? Sivaslı mı? Ayol böyle Sivaslı mı olur? Bana bak kızım, şu adam geldi geleli mayasız hamura döndün. Kendine gel ya. Atlayıp zıplayan kız gitti, yerine tembel hayvan gibi hareket eden kız geldi. Otur ya otur. Hayvan demedim sana otur. Öyle bir hayvan türü var. Adı öyle. Miskine döndün.

Miskin de olduk. Ama haklısın. Ne zaman ki bu adam geldi buraya, neşem kaçtı Necla. Kansızlık demişken ben de bi’ baktırsam değerlerime. Üşüyorum Necla. Yok yok, evdeyken de üşüyorum. Annem gözümün içine baktı geçen. Kanın kalmamış senin, dedi. Ne bileyim Necla fark etmedim ben. Anneler de her şeyi anlıyor. O yemek pişirirken yanında ona bakıyordum. Uzun uzun tencereyi izlemişim. “Bana bak kız, âşık mısın sen?” diye bağırıverdi. Elim kolum şaştı, yok dedim. “Hah iyi,” dedi. “Daha işe yeni girdin. Çeyizini yap öyle. Bizi millete rezil etme.” dedi. Çeyiz önemli Necla. Battaniye alsam yeter mi? Bak dalgaya devam edersen sileceğim seni ebedî. Kalbimden bi’ taşırım seni Necla, daha geri dönemezsin.

Tamam kalkıyorum artık. İyi ki varsın. İyi ki yok oldun, dedirtmezsin inşallah. Aç aç sen telefonu. Çıkıyorum ben zaten. Allah’ım seni mi çağırıyor, seni niye çağırıyor? Bu adamın sekreteri benim ben. Çekil ben gideceğim. Ne? Sana geçen bir iş mi vermişti, onu mu soracaktır? İyi tamam ben de geleyim seninle. Ne demek olmaz. Bal gibi olur Necla. Dur çay alıp geleyim. Üşümüştür, içi ısınır. O adam ısınmaz deyip durma. Âdem abi, Necla’nın odasına iki çay. Biri bana, biri ona Necla. Gözünü hiç devirme. Bekle çaylar gelsin gideriz.

Çabuk gel, dedi. Çıkacakmış. Ben geçeyim sen çaylarla gelirsin. Yahu olmaz, kızar diyorum. Dosyayı gösterip çıkarım zaten. Tamam tamam ama acil dedi diyorum. Sen getir işte sonradan çayları.

Âdem abi, çayı Endonezya’dan mı topladın da geldin abi? Belki de şu an kıza âşık oldu abi. Yok, bir şey demedim. Ver hadi ver. Tık tık tık. Efendiiim, çaylarımız da geldi. İstemediniz evet biliyorum. Yüzünüz yine üşümüş gibi duruyor ben ondan…Yok estağfirullah evet işgüz…Evet haklısınız efendim, çıkay…Yok ne alakası var, ben sizi düşündüğ…Bari şu camları açayım, hah oohh ne güzel oldu değil mi içeri güneş girdi. Maşallah siz de ne güzel parl…Tamam tamam. Necla koş çek sen de perdeyi. Patron Bey rahatsız oldu. Aman Allah’ım, Patron Bey yüzünüze bir şeyler oluyor! Tabii kusursuzluk böyle bir şey. Benim yüzüm mesela. Elli derece Adana sıcağına bana mısın demez. Kapkalın derisi olduğundan. Hah çektim çektim. Maşallah bu perdeleriniz de ne kalın. Sosyete pazarından mı? Kendini aşağılayanlardan hoşlanmaz mısınız? Ben de hoşlanmam. Ben sizi yücelteyim diye kendimi kurban ettim Patron Bey. Çıkayım mı? Evet. Tamam. Necla görüşürüz. Sen de çabuk halledersin inşallah işini.

Annenizin kalbinde ritim bozukluğu var hanımefendi. Ona antikoagülan içerikli bir hap yazıyorum. Ne ilginç değil mi bunlara drakulin de diyorlar. Vampir yarasalar yemeklerini rahat yesinler diye salgılıyorlar bunları. Ne? Hahah yok canım, anneniz vampir olmaz. Şakacısınız hanımefendi. Evet, ben hastalarıyla konuşmayı becerebilen doktorlardanım. Değil mi evet, yüzünüze de baktım. İnanır mısınız siz çıkarken de şifayla diyeceğim. Beni herkese anlatın. Hemen çıkar çıkmaz sosyal medyanızdan bir gönderi mönderi bi’şeyler. heştegkeşkeherdoktorböyleolsa. heşteginsanlıkölmemiş. heştegannemşifasınıbuldu. heşteghayatiyiinsanlarlagüzel. heştegallahımanneciminşifasınıver. Evet üç beş heşteg yeter bana. Ne, yok daha neler? Fotoğrafımı çektirmem. Bu ilacı düzenli kullansın. Dozunda kullansın. Hadi siz de sağ olun. Şifayla şifayla.

Annemi doktora götürdüm Necla. Sorma, kalbi ritimsizmiş. Ben anlamıştım. Bana zamanlı zamansız yükseliyordu. Kalbi düzensizmiş de ondan tevekkeli. Drakulinli ilaç içiriyoruz. Vampirlerde varmış kız bu. Rahat rahat yemek yiyormuş vampirler bu sayede. Yemekleri kan mı? Tövbe de. Kandan yemek mi olur? Doğru dedin. Kan tabii. Pıhtıyı engelliyormuş. Böylece işte… Kanıma da baktırdım. Çok düşük. Geçen seneden bu seneye tam iki değer düşmüş. Doktor sen nasıl ayakta duruyorsun dedi. Öyle demedi de ben sana öyle özet geçiyorum. Tıp dilinden anlamazsın şimdi. Beslenmemi sordu, iyi dedim. Taşı bile yerim. Taşta kan yapıcı bir şey yok hanfendi dedi bana. Herkeste bir espri yapma yarışı Necla. Araştıracaklar niye kansız olduğumu. Delirme, adam ne yaptı sanki? Ama doğru, yaşam enerjim gitti be Necla. O geldiğinden beri iki değer düşmüş. Gideyim de şuna bakayım. Tamam sen iki kahve söyle bize. Yok yok oyalanmam. Yok ne bir saat kalması Necla? Ne yapayım bir saat odasında? Yok yok trene bakar gibi bakmam. Sus Necla tamam.

Tık tık tık. Patron Bey, nasılsınız? Evet bugün on beşte toplantınız var. Evet efendim. Yok, hazırladım dosyaları. Tabii evet, buyurun bunlar. Dişiniz mi kanıyor acaba? Evet, dudağınızın kenarında kan var da biraz. Ah, peçete. Alın alın. Ben silmek isterdim ama beni kan tutuyor. Kan grubum evet A rH+. Nereden anladınız, hayret doğrusu. Doğru, tatlıdır herhalde. Hiç içmedim. Siz bayılır mısınız? Çok şakacısınız. Ben size kahve getireyim. Tabii oturayım. Buyurun. Dinliyorum sizi. Perde mi? Bakayım ne var.

Hani hemen geliyordun? Kahveler buz oldu. İkisini de ben içtim sinirden. Konuşma benimle. Bir saat ne toplantısı böyle? Ne? Bayıldın mı? Allah’ım bu adam niye demedi bize? Kalk doktora gidiyoruz kalk. Kalk diyorum daha diretiyor. Benzin soluk kalk. Kız bu adam seni zehirledi mi ne yaptı? Kalk polise gidelim. Sen saçmalama. Vallahi arıyorum. Allah adı verme. Körsün sen kör. Aşk denilen aptallığın düştün peşine. İzin al da evine git. Tamam bekliyorum git.

Hastalandım biraz anne. Yok yok. Dinlensem geçer. Çorba olur. Sağ olsun Patron Bey hemen izin verdi. Burnum kanıyor. Peçete peçete. Geçer geçer. Yok arkaya değil öne eğilmem lazım. Beynime kan gider anne öyle. Çok kanıyor. Yok geçecek gibi değil. Tamam çağır bir taksi. Gidelim acile.

Antikoagülan içerikli ilaçların olası yan etkileri: idrarda kan görülmesi, şiddetli morarma, uzun süreli burun kanamaları, kan kusmak veya tükürmek, ani şiddetli sırt ağrısı, nefes almada zorluk veya göğüs ağrısı.

Kanımda drakulin çıktı Necla. Ne bileyim ben. Dur kız kaçma. Vampir değilmişim. Dalga geçiyorum. Ama burnum bir kanadı, yarım saatte durmadı. Yok, annem vardı sağ ol. Korktu korktu korkmaz mı? Ama doktor da anlamadı. Annem içiyor o ilaçlardan, ondan olur mu dedim. Salak mısınız der gibi baktı. Deseydi de haklıydı. Ne bileyim Necla. Patron Bey de daha çağırmadı beni. Ne? Çıktı mı? Ne zaman? Şunun odasına bir bakayım. Sen de gel istersen. Aman tamam ben tek giderim.

Maşallah nasıl da güzel, nasıl da düzenli. Bu, evimiz olsa evimizde de böyle olur. Bana yardım eder. Şu masanın üstüne bak. Maşallah. Çekmeceleri de kesin böyledir bunun. Açmayayım ayıp. Karıştırmak sayılmaz gerçi. Müstakbelin düzenli mi değil mi diye kontrolü o kontrolü. Bismillah. Bal dök yala. Benim çekmecelerim bile karman çorman. Anası güzel yetiştirmiş. A a o da ne? Nüfus cüzdanı. Bana bir şey mi demek istiyor acaba? Yani bana al da nikah işlemlerini mi hallet diyor? Allah’ım. Necla olsa saçmalama derdi. Yerine ben diyeyim: Saçmalama. Bakalım burcu neymiş? 11 Kasım 1920. Akrepmiş tüh. Çekilmez bunlar. 1920 mi? Babasının mı acaba? Yoo. Dedesi? Yok, kendisi. Tövbeler olsun.

Ne? Yok artık. Olur mu öyle şey? Uzat bakalım şunu. Aaa vallahi 1920’li. Kız bu nasıl adam? Aaa. Hortlak mı acaba? Yaz yaz gugıla yaz. Kimler böyle olurmuş bakalım. Doğru benzi soluk. Evet, parlak. Güneşten korunuyor. Tüh beceriksiz. Ola ola vampire mi sen şimdi? Hani Sivaslıydı kız bu? Sivaslı vampir mi olur? Sen solup duruyordun, kanını içmiş senin kanını. Aşk insanı böyle mi kör eder?

Üstüme gelme Necla. Vallahi paralayacağım kendimi. Kimi arayacağız, alıp götürsünler bunu. Kuduz olur muyum Necla? Ne? Vampir ısırınca o olmaz mı diyorsun? Geçen annem ona çemkirince hırlama dedi bana. Allah’ım kuduz oldum belki de ben Necla. Bu adam aslında ne kadar da çirkin değil mi Necla? Dengim değil bir kere. Benden ırak. Allah’a yakın. Ne? Bunlar zaten ölü mü oluyorlarmış Necla? Sorguyu suali atlattı da mı geldi yani? Tövbeler olsun.