Sekme 1
Kör Hatırlar Dükkanı
Hatırlamak için sıkça andıklarımıza bağışıklık kazanıp kör olmaya başlarız.
“İlk adımı sağ ile atmayı unutalı çok oluyor. Artık her yere hangi adımın sırasıysa onunla dalıyorum. Her işe hikmeti serpiştirmeyi mi çok görüyorum nedir? Dükkan kapısının üstündeki bereket yazısını okumayalı kaç yıl oluyor? Bu idrake ulaşmak için bugünleri mi görmem gerekiyordu? Allah cızırtımı vermiş çoktan, şimdi benim sıram.”
***
Dükkana her giren -kendi inancından berî- Allah’ın selamıyla çağırır Mustafa Efendiyi: “Selamun aleyküm Mustafa Efendi.” İnsanın ölüme bu kadar yakın bir işi olunca doğal olarak ya efendi ya hacıdır sanılıyor. Mustafa Efendi de hak veriyor onlara. Sanki diyor geçen hafta internetteki reklamdan görüp gelmediler. Sanki mezar taşının metrekaresi için pazarlık yapan biz değildik. Bizim mevta granit taşa değer mi diye düşünmemiş gibi üzgün görünüyorsunuz. Sanki her akşam açgözlülükle online siparişleri kontrol etmiyor, reklamın görüntülenme sayacını film izler gibi izlemiyor gibi hikmetli görünmeye çalışıyorum. Ağıran sakallarıma sobanın üstünde tıngırdayan çaydanlık yakışırdı ama ben fındıklı üçü bi’ arada seviyorum.
***
Mustafa’nın evde bekleyen kimseleri var, öyle acıma ve merhamet arası saygı duyduğumuz biri değil. Düz insan işte. Hem de erkek. Dümdüz olması daha olası. Sürekli yaptığı mermerler gibi çıkıntısız, bi sürprizi olmayan -olsa olsa bi insan nasıl bu kadar düz olur diye şaşırılacak bir insanoğlu. Daha bu gece eve gelince söylendi karısına, ben akşama kadar uğraşıyorum, ellerimde güç kalmadı, kaç sipariş hazırladım da sen tüm gün bunları mı yapabildin hort hark tork tamtuku kaka kümbeti kümküme şakıdım da şakıdım ben bu işe nerden bulaştım kombili komkom ben bu kıza napıyom auu havkav kubire, diye. Karısı mezar taşlarını Mustafa'ya yedirmemek için kendini zor tutuyor. Mustafa on dakika sonra yediği haltı affettirmek için karısının izlediği dizi karşısında uyuyakalmayacakmış gibi ve bunu da nimetten saymayacamış gibi dümdüz konuştuğunu sanıyor. Biz onu abuklaştırdık haberi yok.
***
Mustafa Efendi bu hafta büyük bir sipariş almış, bugün teslimini yapacaktı. Siyah granit taşıyla mezarın dört tarafını dönecekti, mezar taşında ölümü sıkça hatırlamayı öğütlemiş, sol alt köşeye de telefon numarası ve atölyenin adını iliştirmişti. Mezar da tam yol üstünde demişlerdi, her gören bir fatiha okur dedeciğimize, görenlerin gözüne sağlık, ruhlarına yaraşır güzel bir şey yapalım. Tüm gece çalışmıştı Mustafa Efendi, mermer kaymak gibi olmuştu. Dedeciklerine yaraşır, parlak ve gösterişli. Görenlerin gözlerine, yatanın geride bıraktıklarına sağlık. Bu sebeple sabah erkenden doğruca dükkana gitti Mustafa Efendi. Cilayı kontrol edecekti. Mermeri şöyle bir silip iyice parlatacaktı. Gelenlerin kesesine sağlık. Mustafa dükkanın kapısını açarken karnının gurultusunu duyuyor. Etraftaki ekmek kokusuna sağlık. Kokudaki çıtırtıyı duyuyor, koku yumuşacık değiyor tenine. Üçü bi’ aradasına sağlık.
***
Mustafa Efendi ne olduğunu şaşırıyor. Karısı bile bu kadarını hayal edemezdi. Atölyesinde ekmek mi satıyor şimdi? Mustafa Usta mı oldu? Usta, bize iki ekmek biri büyük diye mi girecekler içeri? Hani mermerleri Mustafa Bilmemne’nin?
***
Geride kalanlar, kapıda kuyruk şimdi. “Hani bizim mermerler? Babam, dedem, nenem öyle garip bekliyor, yerin altında bizi.” Mustafa Efendi ölümü sıkça hatırlıyor şimdi. Elinden bir şey gelmiyor.
- Hocam, nasıl yapcaz bizim mermer işini? Yarın dönecektim ben, mezar yarım mı kalacak şimdi?
- Bizim mermerler nereye gitti, kimin ekmeği bunlar bilmiyorum inan ki.
…
- Ustam ekmek kaça, kıyıntın da varsa beklerken bir şeyler atıştırsaydık ya?
- Yok ama marketten aldıralım hemen bir şeyler doğru söyledin.
- Hiç gitme ustam, markette kitaptan başka bi’şey yok. Az ötedeki çorbacı ayakkabılarda üç al iki öde kampanyasına başlamış bile.
***
Tüm dünyada olan bu olağanüstü olay Mustafa Efendi’nin umrunda değil. Dünden gelen siparişler, teslim edilecekler aklında Mustafa Efendi’nin. Ekmeğin tanesi on lira. Evdekiler yerinde mi acaba? Karabuğdaylı ekmek bulunur. Granitleri kim monte edecek şimdi? Kilo işi ekmek satılır. Ne olacak bu işler? Çıtır çıtır ekmekler Mustafa Usta’nın teknesinden.