Gam yüklü şu koca dünyada adıma ait icatlar bırakabilmek için çalıştım. Neyi yapmaya başladıysam benden önce patenti alındı. Fikrimin üzerine konuldu. İsterdim dünyadaki bir icadın mucidi olmayı. İsterdim o icadın adı Kerem olsun.
Bu yüzden gezdim gurbet elleri, bulamadım son parçayı. Son parça… Arabanın dönüşmesi için gereken son parça. Robota dönüşmesi için.
Beş yıl bu iş üzerine çalıştım, Diğerleri beni geçmesin diye daha hızlı çalıştım. En zor kısımları başardım, sona geldim. Dönüştürmeyi başlatmak için tuşa basmak. Evet tuş. Ama hangi tuş? Arabayı yaparken tuşu yerleştirmeyi unuttum. Ve o küçücük şey bütün yıllarımı buruşturup çöpe fırlatan bir mancınık oldu.
Arabaya uygun tuşu bulamadım. Şehre gittim bulamadım, şehrin dışına çıktım bulamadım, en son ülkeyi terk ettim yine bulamadım. Mecnun oldum çölü aştım, ferhat olup dağı deldim yine de bulamadım. Ama ben Kerem’dim, o parçayı bulurdum.
Tuşu bulmak için gittiğim Fransa’dan mahalleye dönerken parktaki bankta teyzelerin seslerini duydum:
* Ayol bu da gezdi durdu.
* Sorma sorma, bir duramadı yerinde.
* Gezdi de ne oldu sanki?
* Hiç! Boş boş gezsin.
* Para suyunu çektiğinde görürüz onu.
Mahallenin dedikoducu teyzeleri… Okursun, “Daha bitiremedin mi? Okudun da ne oldu? Daha iş bulamadım mı?” derler. Okumazsın tembel derler. Okusan da okumasan da konuşurlar. Bir araya gelir başkalarını konuşurlar ayrıldıklarındaysa birbirlerini. Onlar dışarıdaki son teyzeler, dışarıda dedikodu eden son nesil. Her zaman çekiştirdiler beni. Allah hidayet versin dedim, içimden.
Bilmem kaçıncı hayal kırıklığımla yattım yatağıma. Gece olunca ay gibi su yüzüne çıkardı umutsuzluk. Ama her gecenin sabahına güneşin doğduğuna inanarak yumardım gözlerimi. Sonrası ise kısır döngü.
O gece rüyamda aksakallı bir dede gördüm.
* Beni bul, aradığın parça bende.
* Nasıl bulacağım seni ihtiyar?
* Bulmak istiyorsan eğer çöz sana vereceğim bilmeceyi.
* Uğraştırma dede. Ver parçayı gidelim yolumuza.
* Kolay olsaydı bulmak, bulurdu herkes.
* Bilmece bu mu?
* Yok. İyi dinle. Bilmece iki kelime cevabını bul ve bulduğun kişilerin yanına git. Onlara “İncir ağacının yanındaki aksakallıya götürün beni.” de.
* Uğraştırdığın şeylere bak. Hele dediklerin çıkmasın, o zaman kork!
* He he korkarım korkarım. Sus da dinle! Bilmeceyi söylüyorum. İlk kelime: Vardır her şeyin bir bitişi, en geriden nihâyete eren. Şimdi de ikinci kelimeyi söylüyorum: Bir adı vardır anne yarısı, diğer adı annenin ablası. Çöz ve bana gel. Selametle.
Bir şey diyemeden ben, toz oldu gitti. Açtım gözlerimi ben de. Dedem rüyasında gömünün yerini bulmuştu da zengin olmuştu. Bu yüzden inandım aksakallı dedeye. İçimdeki umut tohumu filizlendi. Not aldım bilmeceyi.
Çözmeye çalıştım. İkinci kelimenin ne olduğu belliydi. Annenin yarısı: Teyze. Teyzenin yanına git. Ama benim teyzem yok. İlk kelimeyle alakalı bir şey belki de. Her şeyin bitişi. En geri. Nihâyet. Ve son. Evet evet son. Kelime son. Bilmece son teyze. Ne demek son teyze? Nerede son teyze? Sen kime son teyze diyorsun? Dedikoducu teyzelere… Evet onlara git.
Çözdüğüm bilmecenin ardından görmeye değil de duymaya tahammül edemediğim son teyzelerin yanına gittim. Adresleri belliydi. Parktaki bank. Yanlarına doğru yürürken hakkımda konuşmaya devam ettiler. Yüzüme baka baka dedikodumu yaptılar. Sumak nedir bilmediler. Konuşarak susturdum.
* Teyzeler beni incir ağacının yanındaki aksakallıya götürün.
Duydukları gibi sustular. Dedikodu yapan teyze nasıl hazır ola geçerse öyle hazır ola geçtiler. Bir aksakallı yetti susmalarına. Ayağa kalkıp dik bir pozisyonda “ Takip et bizi.” dedi iki bastonu olan teyze. Ettim takip. Yayla minibüslerine bindik. İndik. Kilometrelerce yürüdük. Bir ânda durduk.
* Bundan sonrası senin yolun. Aşağıya doğru git. İncir ağacını görürsün.
* Teşekkürler teyzeler. İyi dedikodular.
* Hadsiz.
Yüzlerini buruşturup gittiler. Emindim. Arkamdan konuştuklarına. Yolun aşağısına doğru koştum. İncir ağacı ve aksakallı dede. Orada. Karşımda. Yanına jet hızıyla vardım.
* Dede hatırladın mı beni? Dün rüyama girmiştin.
* Hatırlamak için gerek unutmak.
* Yüzünü görmesem şu cümlenden anlardım aksakallı olduğunu.
* Hadi hadi! Çok konuşma al emanetini git. Diğerleri gelecek.
Aldım parçayı elinden. Son parçayı. Tuttum dedenin elini boğdum öpücüklere. Mızmız dede, çekti elini kolunu. Uğurladı beni. Vardım eve. Taktım parçayı. Son parçayı. Bastım tuşa. Dönüştü araba, robota. Patentini aldım. Haberlere çıktım. Konuşuldum. Haberlerde, gazetelerde, dergilerde. En çok da mahallede. Teyzeler. Son teyzeler. Dedikoducu son teyzeler. Çok konuştular. Yüzüme. En çok da arkamdan.