Duraksadı. Burnuna gelen mis gibi çörek kokusuydu. Hem açlıktan hem meraktan kokuyu takip etmeye başladı. Bazlama hafiyesi dedi kendine. Muzipçe güldü, işte dedi içinden teyzeler. Gülümse,selam ver yavaşça yaklaş" Kastamonuluyum teyze Yok teyzeciğim okumuyorum Bitti bitti Yok teyzeciğim Ben bel fıtığına bakmıyorum ben kalp doktoruyum anladım teyzeciğim" kaptık mı mis gibi bazlamayı. Oklavayı görünce aklına çocukluğu geldi Bütün komşular toplanır. Mahalle arasında Ocak yakılır oklavalar -annesinin yegane terbiye aracı- yaslaçlar koyulur, oranın deyimi ile ekmek edilirdi. Çocuklar oklavaları kılıç olarak kullanmayı ihmal etmezdi tabi. Ne çok da mahareti varmış bu oklava kardeşin. Sert bir dürtülme ile kendisine geldi. " Yok teyzeciğim aşık değilim" Ücret mi ölmüş Anadolu irfani dedi içinden. Tam elini cebine atıyordu teyzelerin tehditkar bakışı ile karşılaştı. "Ücret dediysek yanlış anladın oğlum mübalağa da yapamıyoruz. Okumuşsun ama şakadan anlamaz olmuşsun şimdi oğlum şu ekmekleri al 100 metre ileride Emek Cami var git onun önünde dağıt. Cumadan çıkacaklar sen de sevaba gir. El mecbur yedik bazlamayı bir kere, yüklendim bohçayı sırtıma. Kalp doktoru Sadık, diyorum biraz kendine hakim olaydın. Hem Kalbe de zararlı. hahaha Bizim doktoru olduğu organdan yoksun Sadık yürüyedursun cemaat cumaya yeni durmuş. Sadık Emek Cami'ni buldu açtı bohçayı bekliyor. Bekliyor cemaat çıkmıyor. Bir de sıcak Arılar başından ayrılmıyor. Yedik bazlamayı diyor içinden. Sadık arıları kovuyor,arılar geliyor. Sadık bekliyor İmam Yasin'e başlıyor. Arılar cezbeye geliyor Sadık'a saldırıyor. Çiçek gibi adamım diye düşündü bizim Sadık. Bir arı yaklaştı yavaşça polenini alıverdi. Sadık çekti gitti. Yemez olaydım bazlamayı. Çiftçi Baba parasıyla özel üniversite mezunu Doktor Sadık yine bir şey başaramadı.