Kayıp Bir His Yığını

Nurbahar Yurttaş

Bir anda duraksadı, o koku mu?

Koku kayboldu hayal kırıklığı ile yoluna devam etti. Arayışları ve ısrarla bulamayışları…

Neyi mi? Boşverin anlatırım. Sokakta umarsızca yürümeye devam etti.

Aniden kolunda bir acı hissetti kolundan kan sızıyordu hızlıca düşündü : HANIMELİ

İlk eczaneye girdi afedersiniz hanımeliniz var mı? Eczacı kız bir koluna baktı bir yüzüne. Neden bu kadar şaşırdığına anlam verememişti. Hanımefendi hanımeliniz var mı?

Kız hala şaşkın şaşkın yüzüne bakıyordu. Bir hışımla dükkandan çıktı

karşıya geçti başka bir eczaneye girdi. Yine hanımeli sordu bu seferse çok sert bir şekilde hayır cevabı aldı. Daha da sinirlendi kolundaki acı gittikçe artıyordu.

Ayşe öğretmişti yaralara hanımeli sarılırdığını acısı da hemen geçiverirdi.

Derin bir of çekti şimdi Ayşe olsaydı koluna hanımeli sarar yanaklarından öper suç işlemiş gibi etrafa bakardı. İşte ne hanımeli vardı ne on öyle şevkatle öpecek birisi.

Çocukluğuna olan özlemi güçleniyordu. O koku o hisler büyüyünce azalan hisleri çalışmak için şehre gelince tamamen yok olmuştu. Bir hanımeli bulsa her şey düzelecekti. Ne hanımeli! Ağaç bulmak bile büyük bir mesele olmuştu. Evin önüne gelmişti.

Acı içinde anahtarı aldı cebinden, zar zor eve girdi. Kendini acı içinde koltuğa bıraktı.

Uyandığında gece yarısını geçmişti. Kolundaki acı şiddetlenmişti. Üstünü çıkardı

aynada koluna baktı. Çok derin bir yaraydı. Kurumuş kanları lavaboda temizledi.

Tekrar kanamaya başladı. Odasına girdi çekmeceden bir kumaş parçası buldu sıkıca sardı. Ah hanımelim olsaydı…

Yutkundu gözleri doldu,tek başına bu kalabalıkta silinmek onun canını çok yakıyordu.

Ruhunu çocukluğuyla beraber geride bırakmıştı. Ah dedi bir hanımeli bulsam ruhumu da bulacağım. O dağlara geri dönsem diye geçirdi içinden. Burda tutunacağı bir şey kalmamıştı. Ama gitmeye de korkuyordu. Yutkundu,ya dedi ya yok.. Devam edemedi

Yanan hisleri ile soğuk yatağına girdi. Sabahın ilk ışıklarıyla uyandı. Acıdan uyanıp durmuştu. Ne işe gitmek istiyordu ne yataktan kalkmak. Uzun bir süre yatakta yuvarlandı. Acısı artınca ayağa kalktı doktorları sevmiyordu şimdi Ayşesi yanında olsaydı. Acı içinde koluna yeni bir kumaş sardı. Hanımeli bulsa koluna sarsa her şey geçecekti sanki. Çocukluğundan ilk gençliğinden sahneler gözünde beliriyor. Bu derin yalnızlığına tezat olan hislerin özlemi onu sarıyordu. Evet evet karar vermişti. Gidecekti buralardan hem de tek bir çöp dahi almadan. Burası onun hislerini çalmıştı, hanımellerinden uzağa düşmüştü. Kokusuna hasret kalmıştı. İbadet edercesine üstünü giyindi ferahladığını hissediyordu kurtuluşa yaklaştığını. Parasını cebine atıp çıktı dışarı. Bir taksi çevirdi para korkusu da yoktu artık içinde. Onu buralara sürükleyen o düşünceden tiksindi. Otogarda indi. İçinde şehre meydan okuyan hisler vardı. Kolundaki acıyı bile duymuyordu. Biletini en erken saate aldı. Otobüse bindi, yolculuk boyunca kurtuluş hayalleri kurdu. Zamana hükmeden kolları olsa zamanı ilerletecekti. Köyüne çok az kalmıştı kalbi hızlı hızlı atıyordu. Otobüsten koşarcasına indi evlerinin yolunu hatırlamaya çalıştı. Bir dağ başında etrafında hanımelleri olan tek katlı bir evdi. Hızlı hızlı yürümeye başladı. Dışardan ne kadar korkunç göründüğünü bilmiyordu. Adeta bir cinnet hali vardı üzerinde. Nefes nefese kalarak dik yolu tırmanıyordu artık çok az kalmıştı. İşte dedi büyük bir hırsla. Bir harabe… Etrafını hızla dolaştı hanımeli Ayşe ailem… Sayıklıyordu. Koşmaya ve bağırmaya başladı çocukluğum nerdesiniz.

Uzun bir süre etrafta deli gibi dolandı. Sonunda bir köşede kendinden geçti.

Kumaştan kan süzülüyordu…

NUR BAHAR YURTTAŞ

Çocukluğuma…