Başını, yasladığı pencere korkuluğundan kaldırıp onu derinden etkileyen manzaraya tekrar baktı. Bir an için pişman oldu, keşke pencereyi kapatmak için ayaklanmasaydım da bu manzarayı görmeseydim diye düşündü. Saat sabahın sekiziydi , uykusuzluktan kızarmaya başlamış gözlerinden yaş akmasada gözlerinin nemlendiğini farketti. Uzun zamandır yaşadığı bu düzensiz hayata artık sabrı tükenmişti. Sağ eliyle pencerenin kolunu sıkıca kavrayıp hızlı bir şekilde kapattı pencereyi . Perdeyi kapatırken az önce gördüğü manzaraya, işlerine ve okullarına gitmek için evlerinden çıkan insanlara şöyle göz ucuyla tekrar bir baktı, evet onu derinden etkileyen manzara tam da buydu.
Pencereyi kapatıp , çalışma masasına geçip oturdu. Adına çalışma masası dediği bu masada en son ne zaman ders çalıştığını ya da kitap okuduğunu hatırlamıyordu. Üzerinden hiç eksilmeyen çay bardakları ve tabaklarla bir yemek masasına benziyordu bu masa. Masadaki bilgisayara bakan herhalde online eğitime bu bilgisayarla katılıyordur diye düşünürdü haklı olarak ama daha vizelere koskoca 3 hafta vardı, bir ara masanın adının hakkını verir elbet ders çalışırdı. Pencereyi kapatmak için durduğu oyunu çabucak kapattı, üstelik kayıt da almamıştı. Üç saattir harcadığı tüm çabası boşa gitmişti ama o kararlıydı artık oyun falan oynamak yoktu, e o zaman kayıt almanın da bir manası yoktu. Oyun oynamak konusudaki kararının yanına bir de uyku düzenini kuracağına ve bundan sonra erken yatıp erken kalkacağına dair bir karar da eklemişti. İnsanlar sabahın erken saatlerinde evlerinden çıkıp işlerine ve okullarına giderken o uykusuna saatler sonra geçiyordu. Olacak iş miydi bu!
Karar vermişti vermesine fakat uygulamadıktan sonra bu kararları vermenin bir manası yoktu. İlk iş olarak bilgisayarını açıp uyku düzeni kurmak başlıklı videolara baktı, hem izliyor hem de not alıyordu. Bir vakit videodan videoya atlarken “ Öğlen Namazına Kalkma Taktikleri” adında bir videoya rastladı, kendi uyku düzenini düşünüp güldü, tam da onun uyku düzenine hitab ediyordu bu video. Videodaki kişi kendi tecrübelerinden bahsediyor , çevrsindeki insanlar sabah namazına kalkmaktan şikayet ederken kendisinin uyku düzeni sebebiyle öğlen namazını kaçırdığını söylüyordu. Videodaki adamın bu probleme bulduğu çözüm basitti, mevcut düzeni bozup bir süreliğine uykusuz kalarak istediğimiz düzeni kurmalıydık. Bunu yaparken tek dikkat etmemiz gereken şeyse gün içinde kendimizi oyalayacak işler bulmalı ve uykumuz geldiği zaman uyarıcılar vasıtasıyla uyumamaya çalışmalıydık. Akşam olup istediğimiz saate ulaştığımızda ise yatağımıza girip mışıl mışıl uyuyacak ve sabah erkenden kalkıp güne bereketli bir şekilde başlayacaktık.
Sonunda onu tatmin eden bir çözüme kavuşmuştu. Saat 10’u gösterdiğine göre 12 saat uykusuz kalacak akşam olunca bir güzel uyuyup düzenini kuracaktı, devamında diğer planlarını yapması da bu sayede kolaylaşacaktı. Gün içerisinde kuzeninin ona araba sürmeyi öğretmesi ve sonrasında alışverişe gitmeleri işini bir miktar kolaylaştıracaktı. Kuzeninden haber beklerken uzun zamandır yapmadığı bir şeyi yapıp kendisine kahvaltı hazırlamaya karar verdi.Kaç zamandır ikindi vakti uyandığı için kahvaltı yapmayalı epey olmuştu, kahvaltıda çay içmesinin de uyumamasına yardımcı olacağını düşündü.
Kahvaltıyı biraz fazla kaçırmış olacak ki öğle ezanı okunacağı sıralarda yemek masasında - bu seferki hakikaten mutfaktaki yemek masasıydı- uyuyakalmak üzereydi. Evinin çok yakınındaki caminin minaresinden öğlen ezanı okunmasıyla beraber irkildi, kaç vakittir öğlen ezanını duymadığını düşünüp hayret etti. Bir vakit sonra kuzeninden telefon gelince elini yüzünü yıkayıp gözlerine bol bol su tuttu, hazırlanıp evden çıktı.
Kuzeniyle beraber birkaç haftadır gittikleri boş bir araziye doğru yola koyuldular. Arasıra gelip geçen insanlar dışında pek kimse olmuyordu bu arazide. kuzeninden son taktikleri alıp direksiyona geçti, gürültü olması ve uykusunu açmak adına birkaç defa kornaya bastı, kuzenine bu durumu korka çalışıyor mu diye kontrol etmek için bastığını söyleyerek geçiştirdi. Ayağını yavaşça debriyajdan kaldırıp hafiften gaz pedalını basarak arabayı hareket ettirdi. Birkaç seferdir gelmeleri sebebiyle bu alanı ezberlemiş sayılıyordu. Arabayı sürmeye devam ediyor kuzeni ise artık sıkıldığı için telefonuyla uğraşıyordu, ara sıra sanki ilgileniyormuş gibi yapan bazı şeyler söylüyor kafasını pek telefonundan kaldırmıyordu. Uykusuzluğu iyiden iyiye artmışken gözlerine hakim olamıyordu bir açılıp bir açılan göz kapaklarına yenik düşmesi an meselesiydi, bir aralık kuzeninin bağırışı ile kendine gelip aniden frene bastı. Kuzeninin okuduğu zam haberine sinirlenip başını kaldırıp sağa sola çevirdiği sırada arabanın arazinin köşesindeki bir ağaca çarpmak üzere olduklarını fark etmesiyle direksiyonu çevirmesi onları kazadan kurtarmıştı. Nefes nefese birbirlerine bakarken kendine gelip kuzeninden önce davranıp lafa girdi ve birkaç defa üst üste özür diledi. Uyku düzenini kurmaya çalıştığını söylemek geçti içinden ama kuzeninin sinirlenip söylenmesiyle daha fazla konuşmadan sessizliğe büründü. Yeterince talim yaptıklarına hemfikir olup alışveriş yapmak için merkezdeki bir alışveriş merkezine doğru yola koyuldular. Yol boyunca sessizliklerini bozmadılar, avm yakınlarına vardıklarında kuzeni fazla tepki vermiş olacağını düşünüp ikisinin aşina olduğu onlara has esprilerden birini yapıp ortamı yumuşatmaya çalıştı. Bir yandan kuzeninin ona bağırması uykusunu epey kaçırdığı için memnun olup bu son esprilerle beraber o da rahatladı.
Alışveriş merkezine girip önce sağı solu süzüp birkaç tur attılar. Yeni gelen filmlere bakıp alışveriş öncesi bir filme gitme kararı aldılar, bol aksiyonlu vasat bir film seçip kuzenine bu filme gitmek için ısrarcı oldu. İki saat süren ve hiçbir şey anlatmayan hiçbir meseleye parmak basmayan bol aksiyonlu vasat film boyunca birkaç defa uykusu gelse de yer yer ses seviyesinin yükseldiğinde ve patlama anlarında kendine geliyordu. Film sayesinde 2 saat daha geçmiş akşam olmuştu, kuzeniyle beraber bir mağazaya girip alışverişe başladılar. Erkeklere has bir şekilde ellerine aldıkları ilk şeyi beğenip hemen alışverişi bitirmeleri işe gelmiyordu, etrafındaki kadınlardan rol çalıp onlar gibi yapıyor alışverişi uzatıyordu. Saatin ilerlemesi uykusunu daha çok getiriyor alışveriş merkezinin çirkin ve gürültülü müzikleri başını ağrıtıyordu.
Nihayetinde artık dayanamayıp ellerindeki birkaç parça kıyafetle kasaya yöneldiler. İnsanların konuşmalarını artık iyiden iyiye anlayamıyor kuzeninin ona anlattıklarının bir kısmını duymuyordu bile. Kasaya yaklaştıkları vakit en sağdaki iade kasasında duran yaşlı kadının kasiyeri darladığını farketti. Otuzlarındaki kadın çalışmaktan olsa erken çökmüş belki yaşının biraz üstünden görünüyordu. Bir aralık sanki yaşlı kadın kaç yaşındasın gibilerinden bir soru sordu kasiyer kadına. Kasiyer kadın muhtemelen memnuniyetsiz bir tavırla 35 yaşındayım dedi herhalde. Yan kasadaki kadın kaç yıl oldu 35 yaşındayım diyor diyip güldü mü ne oldu, kasiyer kadın dayanamayıp ” beş senedir aynı yaştayım, var mı bir diyeceğin yelloz seni “ diyip kadına saldırmış olacak ki ortalık karıştı. Yaşlı kadın benim iadeler ne olacak diye bağırıyor kasiyer kadınlar çalışma arkadaşları ne kadar araya girse de birbirinin saçını başını yoluyorlardı. Yaşlı kadının aldığı kıyafetler ve benim seçtiklerim başımın altında yastık olmuş çoktan uykuya dalmıştım.