Kaç dakikadır bahçe kapısındayım bilmiyorum, acaba geri mi dönsem diye düşünüp durdum. Sözde plan yapmış her şeyi ayarlamıştım ; uçuştan döndüğüm gün Hasan usta tadilatı bitirecek ben de yeni evime gidecektim. Evdekilere haber vermenin pişmanlığıyla ve elimde babamın istediği emanetle bahçe kapısını açıp içeri girdim.Ben bahçe kapısını kapatırken babam aceleyle evin giriş kapısını açtı.
-Oooo Murat Efendi geldin demek sonunda.eç içeri geç, dikilme bahçe kapısında, 3 dakikam kaldı şunu bizim komşunun oğluna vereyim geliyorum hemen eve. Benim emaneti getirdin inşallah.
- Nereye baba ne oldu?
-Geliyorum hemen, kapı açık gir içeri sen, daha seninle ötenazi ve Yusuf kıssası hakkında konuşacağım.
Bizimkisi yine meal okumaya başlamış,muhtemelen yine kendi kendine çıkarımlarda bulunuyordu. Ötenazi ve Yusuf Kıssası ne alaka yahu! Yakalandık bir defa kaçışımız yok, hem bir de şu emanet mevzusu, ne günlere kaldık Ya Rabbi!
-Anne ben geldim, neredesin?
Annemi salonda yün örgü örerken buldum. Her zamanki gibi en sevdiğim yemekleri yapmış, yemek masasına taşımıştı. Sıcak bir kucaklaşma ve öpücüklerin ardından babamı beklemek üzere masaya geçtik. Eve gelip gelmemekteki tereddütümden dolayı utanmıştım doğrusu. Utanç duygusuyla beraber merak duygumda kabarmıştı, babamın komşuya neden gitti konusunu merak ediyordum.
-Nereye gitti bu adam, komşunun oğlundan ne aldı da geri veriyor?
-Kuzum klavyesindeki tuşlar bozulmuş, komşunun oğlundan rica etmiş bir saatliğine.Evden çıkarken de dört dakikam kaldı bir saatin bitmesine diyip koşturdu.
Babam emekli askerdir, hâliyle disipline olan düşkünlüğü ve dakik olması şaşırtıcı değildi. Şaşırtıcı olan” eve gelirken bana bir tane F klavye al “ demesiydi. Tamam anladık klavyesi bozulmuş, ben geleceğim diye sadece bir saatliğine komşunun oğlundan klavyesini istemişti fakat neden özellikle F klavye istediğini hâlâ merak ediyordum.
-Neden özellikle F klavye istedi bu adam benden, anlamadım bu işi annem.
-Ne bileyim kuzum, hızlı yazma yarışması mı ne yapıyorlarmış gâvurlarla, bir tane de feysbuk şeysi kurmuşlar arkadaşlarıyla falan onunla uğraşıyor kaç zamandır.
Aldığım bu yarım yamalak bilgilere anlam vermeye çalışırken kapının açıldığını duyduk. Babam aceleyle çıkmış olsa da elbette anahtarını yanına almayı ihmal etmemişti. Yüzünde hafif bir tebessümle gururlu bir şekilde yürüyordu. Her zamanki gibi söz verdiği dakikada işini halletmiş, komşunun oğluna klavyesini zamanında teslim etmişti.
-Ne yaptın Murat efendi getirdin mi benim emaneti?
-İnsan bir hoş geldin der Efendi, bu ne biçim karşılama?
-Hoş gelmiş elbette Asude Hanım , daha 1 ay öncesine kadar bu evde yaşamıyor muydu bu adam elbette hoş gelecek. Gerçi tadilat işini ben halletseydim hoş gelmesine gerek kalmayacaktı ama neyse yüzünü görmüş olduk bu bahaneyle Murat efendinin.
Tahmin ettiğim gibi olmuştu, elbette tadilat işine bir dokundurma geleceğini biliyordum. İlerleyen saatlerde başka ne gibi dokundurmalar geleceğini de kestiriyordum tabi ki.
-Getirdim emanetini baba , buyur. Yahu nereden çıktı bu F klavye, ne farkı var ki bunun?
-Türk klavyesi olum bu Türk. Adamlar oturmuş dilimize en uygun harf dizilimini yapmış, yeni bir klavye üretmiş, eeee biz daha neden diğer gavur icadı Q klavyeyi kullanalım ki deyip arkadaşlarla bir feysbuk grubu kurduk. Gelişim aşamasındayız, şimdilik kendi aramızda yarışıyoruz. Kazananın iyi forsu oluyor bir türlü bana nasip olmadı daha ama olacak.
-Ne diyeyim bilemedim baba, yemekten sonra gösterirsin belki şu feysbuk grubunu merak ettim doğrusu.
-Pilot efendi nasıl ki sizin kara kutunuz varsa benim de kara kutum bilgisayarım ve dostlarla kurduğumuz feysbuk grubu. Öyle her isteyen okuyamaz bizim grubu.
-Aman neyse sonra devam edersiniz atışmanıza, haydi Efendi otur masaya da başlayalım yemeğimize.
Yemek sonrası oturup muhabbet etmeye başlamıştık. Babam yemek sonrası tahmin ettiğim dokundurmaları yapıyordu. Evlilik konusunu açıyor fırçasını atıyordu , sonra da klasik “ben senin yaşındayken” ile başlayan cümlelerini kuruyordu. Muhabbet iyice demini almışken yatmak üzere odalarımıza geçmeyi konuşuyorduk.
-Ben odama geçeyim müsadenizle, malum yarın uçuşum var.
-Yolculuk nereye Murat efendi?
-Japonya’ya uçuyoruz baba.
-Severim Japonları, disiplinli çalışkan adamlardır. Senin usta bir haftadır bir tanecik salonun tadilatını bitiremedi, sorsan bahanesi de hazırdır yüzü bile kızarmaz ama elin Japon’u köprü inşaatında halat koptu diye intihar eder, gel de sevme bu adamları yahu.
-Öyle Efendi öyle. Evladım ben odanı hazırladım sen istediğin zaman kalk. Ben de sana ördüğüm yün kazağı bitirip yatarım zaten.
İyi geceler dileklerinin ardından odama doğru yöneldim. Kapımı kapatırken babamın” ben çalışma odamda uyuyacağım Asude Hanım, yarışma var bu gece “ dediğini duydum. Çocukluğumun ve ilk gençliğimin geçtiği odaya şöyle bir baktım, odamı özlediğimi fark ettim, belki de özlediğim geçmiş çocukluğum ve ilk gençlik yıllarımdı. Bu düşünceler eşliğinde güzel bir uyku uyudum.
Sabah annem kahvaltıyı hazırlamış beni uyandırmıştı. Babam geceki yarışmadan dolayı geç uyumuş bize eşlik etmiyordu. Kahvaltımı bitirip hazırlandıktan sonra vedalaşmak üzere babamın çalışma odasına girdim. Odasındaki koltukta uyuyakalmıştı. Rahatsız etmemek için sessizce çıkmayı düşünürken gözüm masasındaki bilgisayarına ilişti. Merakıma yenik düşüp kara kutusuna bakmaya karar verdim. Acaba bilgisayarının şifresi nedir diye düşünürken açık bir şekilde durduğunu farkettim. Yeni aldığım F klavyenin de masanın üzerinde olduğunu gördüm. Feysbuk hesabına girip gruplarına baktım, bu sırada bir gözüm de babamdaydı. Yüzümde tebessümle babamın çalışma odasından çıktım.
-Babam geceki yarışmayı kazanmış anne.
-Uyanmış mı baban neden gelmemiş kahvaltıya?
-Kara kutusunu karıştırdım oradan gördüm kazandığını.
-Aman kazanmışsa kazanmış bana ne!
-Bu başarımı oğluma ve canım eşime adıyorum demiş, oğlumun aldığı yeni klavye uğurlu geldi demiş arkadaşlarına.
-Yapma ya , sağ olsun .
Evden çıkarken henüz babam uyanmamıştı. Annemin bana ördüğü yün kazağı giyip vedalaştıktan sonra valizimi alıp evden çıktım. Bahçe kapısına vardığımda aklımda tek bir soru vardı; acaba Hasan Usta evin geri kalanının da tadilatını yapsa mıydı?