Yamyamlar Ve Yemleri

Emine Ecran Şenel

Ey iman edenler! Siz kendi sorumluluklarınıza dikkat edin. Siz doğru gittiğiniz takdirde yanlış yola sapanlar size zarar veremez. (Maide sr. 105)

Nasıl olduğu bilinmemekle birlikte yamyamlar dünyanın her yerini sarmıştı. Günden güne sayıları artıyordu. Güçlü olan kimi insanlar savaşarak kendilerini ve sevdiklerini koruyor, kimi bana dokunmayan yamyam bin yaşasın, diyerek onları ve olanları görmezden geliyor, kimi kendisini korumak adına eşini, dostunu, yavrusunu, komşusunu, evcil hayvanını yamyamlara yem ediyordu. Yamyamlar gruplar hâlinde dolaşarak güçsüzleri yakalayıp kafeslere hapsediyorlar, kendi aralarında yakaladıkları yemlerle övünüyorlardı. Yemsiz kalırlarsa arkadaşları arasında zelil düşerlerdi. Yeni bir yem yakalamaksa çok uğraştırıcıydı. Eriniyorlardı. Bu yüzden yemlerini ağır ağır, yavaş yavaş yiyorlardı. Bitmesini istemiyorlardı…

2013:

Yaşamak. Yaşamak? YAŞAmak! Nefes alıp vermek, bilincin açık olması, vücudun belli bir ısıda olması… mı demek yaşamak? Yaşıyor olmak? Yaşamış olmak? Ben yaşıyor muyum? Şimdiye kadar yaşadım mı? Nabzım atıyor mu? Hissetmiyorum. His. Nasıl bir şey? Nefes alıyor muyum? Başkalarının aldığı nefes benim yaşamam için yeterli mi? Değil. Yetmiyor. Onlar nefes alıyor, ben boğuluyorum.

2023’ten dış ses:

İşte şimdi yaşam belirtileri göstermeye başladın. Az daha bekle. Yaşayacaksın. Ya da bekleme. Devam et sormaya: Yaşamak ne demek? Sor. Cevapla. Konuştur kendini. Bak. Gör. Duy. Hisset. Kız. Öfkelen. Bağır. Sev. Eğlen. Gül. Tebessüm et. Kahkaha at. Ağla. Hıçkır. Hönkür. Hata yap. Düş. Kalk. Koş. Zıpla.

2013

Hıııııhhhh. Huuuuhhhh. Hııııhhhh. Huuhhh. Hııııııhh… Göğsüm acıyor. Nefes almak canımı yakıyor. Benim nefes almam yamyamların da canını yakıyor galiba. Nasıl da öfkeyle bakıyorlar bana. Almasam mı acaba? Yine onların nefes alıp verişiyle yetinsem mi? Hem acı çekmem hem onların öfkesine maruz kalmam. Beni yiyecek gibi bakıyorlar bana. Kalbimi, beynimi, ruhumu, kişiliğimi, zihnimi, fikrimi yediler. Bir bedenim kaldı, onu da yiyecekler neredeyse.

2023’ten dış ses:

Korkma. Pes etme. Çektiğin bu acı doğmanın acısı. Doğmaklar acıtır. Büyümekler ağrıtır. Ama öldürmez. Acılanmak ve ağrılanmak ölmekten yeğdir. Gerçek ölümden bahsetmiyorum. Yaşarken ölmekten bahsediyorum. Zaten gerçek ölüme ölüm denmesi de saçma. Zira gerçek ölüm esasında doğumdur. Her neyse, konumuz bu değil. Devam et. Acı çeke çeke nefes almaya devam et. Onların yediğini sandığın her şeyin kökü sende. Yeniden büyüteceksin kalbini de beynini de, ruhunu, kişiliğini, zihnini, fikrini de kendini de yeniden büyüteceksin. Hadi. Nefes al. Nefes ver. Bir daha. Nefes al. Nefes ver…

2013:

Bu acı hoşuma gitmeye başladı. Hani acı yemeyi seven bir insan acılı bir şey yerken Lllıııpp hııhh llllıııp hıh diye diye yemeye devam eder ya, işte öyle hoşuma gidiyor. Yamyamların bakışı da eğlenceli görünmeye başladı. Aldığım nefesler kafa mı yaptı acaba? N’oldu yamyamlar? Gücendiniz mi nefes alıyorum, diye. Bundan sonra böyle. Herkes kendi nefesini alsın versin, hadi bakalım. Çok çirkinsiniz. Ben size nasıl dayandım yıllarca? Bu parmaklıkların ardından çıkabilir miyim? Bunların muşmula suratını görmekten, böcek bakışlarına maruz kalmaktan, bunlara yem olmaktan kurtulabilir miyim?

2023’ten dış ses:

Beni dinle. Henüz yeterince enerjiye sahip değilsin. Nefes aldıkça birikecek enerjin. Şimdi yavaş yavaş parmaklıkların arasını açmaya çalış. Evet, öyle. Kolay olmayacak. Çabuk da olmayacak. Ama olacak. Kurtulacaksın. Daha güçlüsün artık. Aldırma yamyamlara. Engel olmak için vururlarsa sen daha çok vur onlara. Bağırıp etrafında dönerek yaptıkları ayinleri seni korkutmasın. Sen daha çok bağır. Bağır haydi! Duysunlar sesini!

2013

İçimden bir ses bağırmamı söylüyor. Aaaaaaa. Aaaaaa. Haaaaaaa. Hoooooooo. Puhahahaha korktular. Bu kadar korkak mıydı bunlar ya hu. Ben neden yıllarca korkmuşum? Hoooooo… İçimdeki ses beni kurtaracak buradan, hissediyorum. Hoooooooo…

2023’ten dış ses:

İçinde değilim salak. On yıl sonrasından sesleniyorum sana. Evet kurtulacaksın. Seni buna inandırmak için buradayım. Yaşamayı bilmiyorsun. Öğreneceksin. Seveceksin yaşamayı. Öyle seveceksin ki ölene kadar bir daha ölmeyeceksin. Yani yeni bir doğmaya kadar. Nefes almakla başlayan bu kurtuluş yolculuğuna içinde bulunduğun kafesten kurtularak devam etmelisin. Biraz daha aç parmaklıkların arasını.

2013:

Tamam. Biraz daha. Kollarım ağrıdı. Ama az kaldı. Biraz daha açılsa sığarım burdan. Bana bak yamyam bozuntusu dişlerini gösterip durma. Bende de var diş. Ben de seni ısırırım. Korkuyor bu ya. Ciddi ciddi korkuyor benden. Evet. Parmaklık işi tamam. Yeterince açıldı. Çıkabilirim. Yamyamlar ağlıyor. Eteklerime kapandılar. Gitmemi istemiyorlar. Ağlamayın. Ben de ağlayacağım. Gitmesem mi?

2023’ten dış ses:

Saçmalama. Bu yalancı gözyaşlarına inanıyor olamazsın. Saf olma. Önce kalbini değil beynini büyütmelisin. Seni yiyip bitirmek için istemiyorlar gitmeni. Gözyaşlarını silerken bile dişlerini bileylediklerini görmüyor musun? Her türlü saldırı ihtimaline karşı köşede duran mızrağı al eline. Hızlı davran. Aldırma gözyaşlarına. Yamyamlara acıma. Acırsan kaybedersin. Kaybedersen senden geriye kalanları da yerler. Yeniden büyümeye başlayan benliğini de. Tam yaşamayı öğrenmeye başlarken ölürsün. Yeniden. Yenilerek. Ölürsün.

2013:

Mızrak. Aldım. Ağlamayın boşuna yamyamlar. Size inanmayacağım. Kavgaysa kavga. Savaşsa savaş. Artık karşınızda kolay yem yok. Çattadanak kırılmam artık. Çetin cevizim ben. Hadi gelin. Kolaysa beni yenin. Yatırın sofraya benliğimi, yeyin. Heeyyt. Var mı ulan bana yan bakan? Ne duruyorsunuz be! Bari biriniz gelin de savaşalım. Hiç zevki kalmadı bu savaşın. Gidiyorum bak. Böyle elimi kolumu sallaya sallaya mı gideceğim?

2023’ten dış ses:

Tamam, abartma. Daha çok savaşacaksın. Hızlıca terk et burayı. Dışarıda bir sürü yamyam var. Şimdi koş. Şu karşıda akıl dağı var. Etrafına bakmadan oraya çık. En tepede akıl ağacı var. Onun meyvelerinden ye, yamyamların yediği beynini yeniden büyütene kadar.

2013:

Koştum. koşuyorum. Düştüm. Düşüyorum. Yoruluyorum. Ama düşmek çok güzel. Düşüp kalkmak. Yorulmak çok güzel. Koşmak harika. Etrafıma neden bakmayacağım? Bakmıyorum tamam. Koşuyorum. Yaşamak koşmak demek mi?

2023’ten dış ses:

Şimdilik. Meyvelerden yedikten sonra yeniden aşağı in. İnerken etrafına bak. Görmek için. Dur ve seyret. Yavaş ye. Unutma büyümek ağrılı olur dedim. Aklından sonra sıra kalbinde. Çok ağrı çekeceksin.

2013

Ahh. Başım. Çok ağrıyor. Tamam yeter bu kadar. Uyumak istiyorum. Kalbim küçük kalsın. Zaten ne geldiyse başıma onun büyüklüğünden gelmedi mi? Yamyamların dikkatini en çok büyük kalpler çekmiyor mu? Büyümesin o. İstemiyorum. Sen de sus dış ses misin, iç ses misin? Seni de dinlemek istemiyorum.

2013

Sıkıldım. Tamam hadi biraz da kalbimi büyüteyim. Aşağı mı ineceğim tekrar. Etrafıma bakacağım öyle mi? Durup seyredeceğim. Kuşlar ne güzel ötüyor. Kanat sesleri özgürlüğü muştuluyor. Yaşamak özgür olmak demek mi? Yaşamak berrak bir gökte… neydi o? Uçmak mıydı? Berrak bir gökte uçmak. Kalbim ağrıyor. Çiçekler ne kadar neşeli görünüyorlar. Taşların arasından bile çıkmış, neşeli kahkahalar salıyorlar etrafa. Bir demet çiçek toplasam. Rengârenk. Bir tane şundan, üç tane bundan, iki tane ondan, altı tane mor renkliden, on tane de beyaz çiçeklerden. Çok güzel oldu. Kalbim ağrıyor. Elinde toplama çiçeklerden bir demet, yüzünde birikmiş kederlerden bir hüzün, dudağının kenarında küçük mutluluklardan bir tebessümle yürüyorsa birisi, o, benim. Hıh. Kalbi büyüttük de iş mi yaptık? Şair olduk görüyor musun?

Aaa burada bir çocuk var. Pek de tatlı. Bu kaşlar? Bu gözler? Bu saçlar? Kimmiş bu? Benmişim. Benim çocukluğum. Sen ne geziyorsun burada güzelim? Oyun mu oynamak istiyorsun? Oynayalım o zaman. Çıldırmak mı istiyorsun? Çıldıralım. Delirelim. Yaşamak delirmek demektir belki de.

Yamyamlar! Yamyamlar geliyorlar üstümüze. Çocukluğum! Kaç! Saklan! Gel, kalbime saklan. Ben sana demiştim dış ses. Hemen fark ettiler kalbimin büyüdüğünü. Ne yapacağım şimdi? Yeniden yakalarlarsa beni? Yeniden tutsak ederlerse?

2023’ten dış ses:

Bırak şu korkaklığı. Kendini korumayı biliyorsun artık. Savaşacaksın. Koruyacaksın benliğini. Aklını, kalbini, ruhunu. Yaşamak savaşmak demek. O mısraların doğrusu da uçmak değil savaşmaktı: ben öyle bilirim ki yaşamak, berrak bir gökte çocuklar aşkına savaşmaktır. İçindeki çocuk aşkına savaşmak. Onu yamyamlardan korumak aşkına. Savaşmak.