Yayı gerebildiğince ger. Bu kez olacak. Ne zamandır seni kollayan hedefi vuracaksın. Öncekini kaçırmıştın ama bunu kaçırmayacaksın. Nasıl kaçırabilirsin ki? Bir daha bu fırsat eline geçecek mi, bilmiyorsun. Unutma ömrünce seni kolladığını. Senin de onu vurmak için beklediğini. Asırlardır hiçbir hanede huzur bırakmayan bu yaratığı vurman gerektiğini, vurulması gerektiğini biliyorsun. Fare desen değil, sansar desen değil. Ne dersen o değil. Tümünden daha illet. Bela bu yaratığın yanında ceket ilikliyor, yerini ona bırakıyor. Vurdun vurdun, vuramadın… Gerimgerimgerim bir ses havada süzüldü. Crrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Parmakların oku sıkmaktan acımış. Şimdi! Olmadı. Yutkun, biraz daha ger ve tekrar dene. Şimdi başla. Evet, Şimdi bırak! Olmadı. Yine.
Hayır hayır, bir daha deneyeyim. Onca zaman beklediğinde ne mani oldu hedefini vurmaya? Olmadı bir sonrakini vururum diye düşünürken sonranın olacağını nereden bildin? Yutkun. Tekrar dene. Olmazsa bir dahakine olur. Ucunda ölüm yok ya! Erteleme, şimdi yap. Asırlardır saltanatı bozulmamış, ben mi bozacağım deme. O buncasına zarar verirken bunu tabiatından biliyor, özüm bu diyorken sen bu sorulara neden kayıtsız yaklaşıyorsun? Belki oku bırakabilirdin şimdi. Tek hamlede yayı çekebilirdin. Her şeye yetemezsin ama senden taraf olandan mesulsün. Önümdeki bu koca ağacın her tarafını göremem diyerek işten kaçamazsın. Yapamadım demen için oku zamanında bırakman gerek. Zamanında bırakırsan yaparsın zaten. Bunu biliyorsun. Zamanında oku bırakmadığın her atışından mesulsün. Biraz daha ger. Crrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr. Sesin kafanı karıştırmasına müsaade etme. Ses kulağından girerse germe bu oku, der sana. Alma bu yayı eline, der. Bu ağacın yeri burası. Bu mendeburun işi bu. İşini yapamasın mı, der. Duyma onu, duyma. Bunların tümü o saltanatı asırlardır olanın işi. Sen duyarsan peşi gelir. Duyarsan kulakların büyür. Yoktan sesler işitirsin. Olanı oldurmaz, olmayanı oldurur bu güman. At kulağının arkasına. At da bırak şu oku şimdi. Şimdi! Bırak şu oku! Haydi, kaçacak yine. Bırak şu oku, haydi. Yapamıyorsam kapayayım gözlerimi, öyle yapayım. Haydi, çabuk! Parmaklarım da acıdı zaten. İşte kaçtı! Ben sana demiştim çabuk ol diye. Ne diye beklediysen! Neyse. Bunu kaçırdım diye ahlayıp vahlama. Ama bir dahakine yaparım diye de rahatlama. Bir dahakinin olacağı ne malum?
Şimdi geceleri gündüzleri kendini ve evini bu yaratıktan korumaya bak. Sen göremesen de onun seni izlediğini bilerek koru kendini ve çevreni. Sen onu vuramadın ama o seni düşürmek için bekliyor. Yayını ger ve bekle. Crrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr.
Hacer Noğman
üç kelime: ok, ispiyonculuk, saltanat