Hacer’ime :)
-Yok anne, yok daha yemek yemedim. Bilmem, karıştırmam lazım dolabı. Olmadı dürüm alırım, of of hatta dürüm alayım ya ben. Anne, kısır mısır yapamam ya. Şimdi yapmaya kalkışsam Hatay usulü yaparım, o da şimdi on saat yoğur. Yok yok. Neyse, sen beni aya mı benzettin kız anne? Çok hoşuma gitti ha. Durup durup aynaya baktım. İstanbul aydınlıksa sebebi benim ehehehe. Yaaa annee, ağlarım bak. Tamam annem tamam, öptüm seni. Babama selam.
Şu annem ne şanslı kadın. Benim gibi bir kızı var. Hem çalışkan hem psikolojiden anlar. Hem de sultan of the challenges. Yav canım kendim. Yine komikliğe başladın ha. Dolmuş da gelmedi zaten. Zor zor bu çalışma hayatı zor. Hah geldi geldi. Yaa çok dolu ya bu. Çin metrosu gibi. Of neyse bineyim de gideyim. Zaten yoruldum.
Sağ ayağımı da koyabilirsem. Teyze yarım santim sağa kayarsan ayağımın çeyreği sığacak. Hah sağ ol vallahi. Bu nasıl müzik yaa? İçerisi zaten yeterince arabesk. Şu amcaya baksana, pencereye o kadar sıkışmış ki hâli “bir can iki sayılamaz, bizi kimse ayıramaz” ı söylüyor gibi. İnsan Pharrell-Happy falan açar. Bilemedin Serdar Ortaç.
Batarken ufukta/ Bir akşam güneşi
Ay bu şoförün canı sıkkın galiba. Şu kalabalığa bak, her biri bir travmayı uyandırır bunların.
Bırakıp gitmiştin/ Beni sen sevgili
Anlaşıldı, aşk acısı çekiyor. Çocukluk yaşantısından kalma terk edilme korkusu da olabilir.
Yıllar yılı oldu hâlâ dönmedin geri
Çok vahim. Yıllara yayılmış bir sancı.
Ne olur ne olur ne olur dön bana
Olaylara gerçekçi yaklaşamıyor.
Bak batıyor yine akşam güneşi/ Akşam güneşi.
Yok yok olaylara gerçekçi yaklaşıyor. Ama ‘yine’ ne demek? Güneş dediğin batmaz mı?
-Hâlâ ücretini yollamayanlar var, ulaştıralım elden ele.
Hakkını da arıyor ama. Demek gerçekle bağını tamamen koparmamış. Hanımefendi siz oturun. Yok yok oturun. Birazdan inerim zaten.
Nasıl da havasız. Uzaya gitsek mekiğimiz bile böyle kalabalık olur bizim. Dönerci kapanmamış olsa bari. Duyan da döner düşkünü olduğumu sanacak. Döner düşkünü değiliz ete sevdalıyız ete! Sakin ol şampiyon. Vallahi öleceğim yorgunluktan. Ay bir durak kaldı.
-HÂLÂ ÜCRETİNİ YOLLAMAYAN VAR LÜTFEN!
Yok, bunda öfke problemi de var. Arabayı durdurup saldırmasa bari birine.
Aaa ne oluyor ayol tak diye durdurdun arabayı, kardeşim yürüsene, geç kaldık eve, birader tamam anladık haklısın, haklı ya bu adam versenize kardeşim ücretinizi vallahi ayıptır ya, ayıp ayıp doğru diyor, ayıp ayıp onun da evi barkı var, anladık eve yetişeceksiniz de o da ekmek götürüyor evine, yazık saat kaça kadar direksiyon sallıyor, doğru diyor doğru yazık, ölmüş ya bu memlekette insanlık ölmüş, tuh ben böyle işe tüküreyim, tükür tükür, ne biçim konuşuyorsunuz tükürmeli mükürmeli, ne ayıp burada bayanlar var, bayan değil KADIN ne eril dil aa, eril ne ablacım akşam akşam zaten yorulmuşuz feminiklik mi dinleyeceğiz, ya ben senin nereden ablan oluyorum terbiyesiz, doğru her önünüze gelene abla diyorsunuz gidin ablanıza abla deyin kazık kadar adamların da mı ablası olacağız tövbee, susun be iki dakika yollasanıza şu ücretlerinizi ya ayıp ayıp indireyim mi şimdi topunuzu, biz ne yaptık birader seni savunduk şuna bak, savunmasaydın kardeşim savunma sen benim avukatım mısın, ben avukatım ne oldu, ya avukat bile dolmuşa biniyor vay arkadaş, ee İsmet Özel de toplu taşıma kullanıyor ne olmuş, İsmet Özel kim, var ya yıkılma sakın, ne yıkılması duruyorum durduğum yerde, ya şair şair, ben bilmem şiir miir, varala vurala gürele varala vürele gürele…
Allah’ım ne olur kurtar beni şuradan ya Rabb’im. Söz bu hafta on kişinin ruhuna şifa olacağım. En az elli çelınç yapacağım. Aynı dili konuşarak anlaşamıyorlar resmen. Farklı dil konuşsalardı anlaşamamak diye bir sorun pek olmazdı zaten. Anlaşamamak aynı dili konuşanların hastalığıdır. Ay felsefenin zamanı mı şimdi ay imdat ay çelınçlar imdat!
İnecek var! Elhamdülillah kurtuluyorum. Oh. Ama var ya herkes düşük düzeyde nevrozlu falan değil. Nevrozun düzeyi hiç düşük değil. İnecek var şoför bey. Ee inecek var?
Bağır abla bağır. Adam nasıl duysun seni? Ne kibarsın öyle. Bağırayım mı yerine?
-Hâlâ ücretiNİ GÖNDERMEYEN VAR LÜTFEN!
Müsait bir yerde!
Bu abla da bağırmıyor sesini nasıl duyuracaksa, kibarcık kibarcık, yerine de bağırttırmıyor, ama hanım kız vallahi, bak bakalım parmağında yüzük var mı, sağa mı sola mı bakayım, ne fark eder ayol bak işte, hay Allah geçtik durağı yaa, yok yüzük müzük, hah durağı da kaçırdı şuna ben sorayım bakayım ne iş yapıyormuş nereliymiş Orhan’ıma münasip duruyor, Orhan kim abla, Orhan Gencebay, kim olacak ayol oğlum aa, ne bileyim oğlunu ben abla, ayol o zaman tanışmışız gibi ne konuşuyorsun benimle, abla şu kalabalık sana bir şey demiyor mu hava bile yok içeride neredeyse tek buruna yetecek kadar hava var, resmen komün yaşamın prototipi, komün yaşam mı kominist misin sen vallahi polis çağırırım, ya bu niye durmadı, kimmiş komünist, bu çocuk bana ben koministim dedi, dedi dedi ben de duydum, ulan sen Müslüman mahallesinde, şşşş bana bak bana, ya durun demedim öyle bir şey, desen ne var utanıyor musun Che görse yüzüne tükürürdü senin, tükürün Allah için bunun yüzüne, ya durakta niye durmadı bu, hanımefendi şu yazıyı görmediniz mi, ne yazısı, bak bak güzel kızım tepede yazıyor maşallah adın ne senin yüzün de ay gibi tü tü tü tü, teyze dur iki dakika, kız zaten şaşkın utanmasan parmağını kapıp takacaksın alyansı, ne dedik ayol aa hem nereden teyzen oluyorum senin, ne yazıyor orada ya, lütfen ineceğiniz yeri yüksek sesle belirtin aksi takdirde sonsuza dek bu dolmuşun yolcusu olmaya hazır olun, abla ben sana bağır dedim bağırmazsan nasıl anlaşacaksın, devir bağırmanın devri a kızım ne olacak şimdi yazık değil mi gençliğine bak kaldın bu dolmuşta, yemin ederim utanma olacak insanda yazıklar olsun sana be tamam gönderme ücret mücret haram zıkkım olsun.
Ay imdat! Ne demek kaldın dolmuşta? Şakaysa komik değil. Böyle bir şey olamayacağına göre şaka. Tamam güldük, gülemediysek de gerildik. Tamam hadi sonlandırın hadi.
Ne diyor ayol bu, abla sen yeni mi geldin İstanbul’a, ya ne yenisi burada okudum ben, burada çalışıyorum, hiç görmedim böyle bir şey, İstanbullu muymuş İstanbullu muymuş asaletinden belli asaletinden Üsküdar’dan kesin bak sor hadi, hanımefendi nerelisiniz siz sorması ayıp, size ne beyefendi yani şu an sorulması gereken soru mu bu, ben sordurttum yavrum kızma annem, Allah’ım delireceğim, açılın ben psikoloğum, hanımefendi ben de psikoloğum ama terzi ve kendi söküğü meselesi, bak bak psikologmuş bir de, daha ücretini yollamıyor yahu insan gizler mesleğini bari, çok özür dilerim ben mi vermemişim ücreti, beyefendi uzatır mısınız, zahmet oldu hayret bir şey, ben de burada müsait bir yerde deyip duruyorum siz de onu hiç duymadınız ama kulağınız da burada maşallah, durun bari de daha fazla uzaklaşmayayım, ne durması, geçti artık okumadın mı bayan uyarıyı, bayan değil kadın kadın, ablacım nefes alabiliyor musun da laf yetiştiriyorsun bir de, ne demek geçti artık, şaka değil mi o durdur abi ineceğim, he ineceksin nereye iniyorsun al durduk in bakalım inebiliyor musun, yavaş yavaş o nasıl fren, resmen üstümüzden kuş gibi süzüldü biri, iyi misiniz beyefendi, iyiyim iyiyim oh burası daha serbestmiş, müsaade edin de ineyim, ay ayağıma bastın, kolumu da aldın gidiyorsun abla hayırlı olsun inşallah, kızım dur Allah’ını seversen benim nevrozlarım var kulunç gibi onları kırsan iki dakka, Allah aşkına yol verin, bak bak milim ilerleyemedi bir de ineceğim diye tripler, ya yavaş ne yapıyor bu hepimizi çıkaracak şimdi dışarı, sür şoför sür, kaçırmasaymış durağı sür, yahu Allah aşkına durun, durma evladım sür vallahi daha ocakta yemek yok, anneeağ acıktım.
İnemedim. Gözümü kapatayım. Sakin ol sakin ol. Derin nefes al. Öğğğ ya da alma ver ver ver hemen nefesi. Olur mu canım öyle şey? Abi kesin Karadenizli, şaka yapıyor, şakacıdır oraların insanı. Bir dolmuşta da, “bize her yer Trabzon” yazıyordu ehehehe. Şakadır ya. İnerim birazdan bir inenle.
Abla memleketime iftira attırmam yalnız kusura bakma, ben Sivaslıyım, yiğidin harman olduğu yerden, hem ücretini yollamıyorsun hem iftira atıyorsun, abi tahmin etmek iftira mı olur, hem hadi dur da ineyim kurban olayım, havalandırmayı aç oradan çıkayım bari, bi dakka bi dakka yiğidin harman olduğu yer Yozgat’tır arkadaş, her şeye sahip çıkıyorsunuz, kim Yozgatlı ben de Yozgatlıyım, Allah’ım burada da mı Yozgat, bizim atölye mi burası imdat, Ecran geldiysen üç kere vur, kız Yozgatlı mıymış, öyleymiş baksana hemşehri görmekten bıkmış garibim, ben de Yozgatlıyım abla Sorgun, bildin mi, yahu durdurun şu dolmuşu durdurun, sen nasıl okudun da psikolog oldun ya yazıyı okumadın mı inemezsin bitti, durdurduk inemedin işte daha diretiyorsun, hanımefendi inemezsiniz bakın biz iniyor muyuz, iniyor muyuz, niye inelim ayol gül gibi dolmuş, yarın erkenden bir daha binmektense inmeyiz daha iyi.
Ya böyle mantık mı olur? Zaten uyanacağız diye uyumamak gibi. Allah’ım ne olur yardım et ya Rabbim!
Dini bütün de belli, maşallah maşallah, valla bizim memleketten öyle boş adam çıkmaz abla.
Yalvarırım dur ya. Dur. Karnım acıktı dur.
Abla bak bende fazla döner ayran var, seni az buçuk tanıdıysak sen seversin al ye hadi, ye yavrum ye bayılırsın yoksa ye, daha yol uzun, anneeağ döner istiyorum, ablası az ucundan bölsen de oğluma da veriversen dönerinden, saat kaç oldu ya, on ikiye geliyor.
İNECEK VAR KAPTAAN! BAK GÖRDÜN MÜ ABLA AHA BÖYLE BAĞIRACAKSIN BU ARABA ANCAK ÖYLE DURUR, gitmeyin kızın üstüne, şu frene yavaş bas be adam uçacağız şimdi pencereden, dur dur ben de ineyim burada, kızım öyle olur mu hiç sen mi bağırdın da sen de iniyorsun, bağırınca oluyorsa bağıralım YA İMDAT DUR ARTIK BEN DE İNECEĞİM! O İŞ YAŞ ABLA GEÇTİ ARTIK NİHAHAHAHA.
Adam indi. Beni tuttular bir de sağımdan solumdan. Bir kısım inmeye hiç yeltenmiyor. Tek tük bağıran çıkıyor. Her inenin yerine en az beş kişi geri biniyor. Kimisi cama başını dayamış oksijeni hayal ediyor. Kimi sokağa ne zaman kavuşacağını. Kimi kimi ise…Benim gibi oralet içeceği huzur dolu anları.
Bunun bir kurgu olmasını dilerdim. Başımı uzatıp çıkacağım bir sayfada olmayı.
Dur bakalım, şuradan klavye sesi mi geliyor? Heey hey, dur yazma hey. Sen de kimsin? İneceğim ben bitir öykünü, kime diyorum!
Abla şuradan iki kişi.
Fatma ÜNSAL
,