Çehov- Rusça Öykü- Çeviri
Bilinç Dışı
Önemli bir beyefendi olan Mühendis Bakhromkin, yazı masasında boş boş oturuyordu. Yapması gereken hiçbir şeyi olmadığı için düşünecek üzücü şeyler buluyordu. Bu gece arkadaşlarının davetiyle katıldığı bir baloda, yirmi-yirmi beş yıl önce âşık olduğu kadınla karşılaşmıştı. O, âşık olunmaması imkânsız harika bir güzellikti. Bakhromkin onun iri, koyu mavi gözlerini ve altın rengi uzun saçlarını hatırladı. Güzellik onu gururlu ve ulaşılmaz yapıyordu. Sert görünür ve nadiren gülümserdi. Ama gülümsediğinde bütün erkeklerin ilgi odağı olurdu. Şimdiyse yaşlı, sıska; kısık gözleri ve sarı dişleri olan geveze bir kadına dönüşmüştü.
Bakhromkin korkunç diye düşündü ve masanın üzerinde duran kâğıda kurşun kalemle bilinçsizce bir şeyler çizdi. Sadece doğa insana bu kadar zarar verebilir. Güzel kadın, ona ne olacağını, yirmi yıl sonra kime dönüşeceğini bilseydi dehşetten ölürdü.
Bakhromkin uzun bir süre daha düşündükten sonra kâğıda baktı ve zıpladı.
“Tanrım! Bu da ne? Çizebiliyorum!”
Bilinçsizce çizdiği kâğıdın üzerinde sevimli bir kadın kafası belirmişti. Bu, daha önce âşık olduğu kadındı. Elbette çizim çok iyi değildi ama resmen ona benziyordu.
Bakhromkin şaşkındı: “Ne demek şimdi bu? Resim yapabilirim demek! Dünyada elli iki yıl yaşadım ve herhangi bir yeteneğim olduğunu düşünmedim ve aniden -hayata veda etmeye yaklaşmışken- bir pencere açıldı! Teşekkür ederim tanrım, beklemiyordum. Olamaz!”
Mucizelere inanmayan Bakhromkin, bir kalem kapıp güzel kafanın yanına yaşlı kadının kafasını çizdi. Bu çizim de ilki kadar iyi olmuştu.
“Hiç fena değil. Öyleyse ben bir sanatçıyım! Yani yeteneğim var! Bunu daha önce nasıl fark etmedim? Bu bir mucize!”
Bakhromkin, çizim yeteneğine sahip olmasına gerçekten çok şaşırmıştı. Eski ceketinde para bulsa ya da büyük bir patron olsa daha az şaşırırdı. Bir saat boyunca kafalar, ağaçlar, atlar ve ateş çizdi.
Çizdiklerine hayran kalmıştı: “Çok iyi! Mükemmel! Biraz çizmeyi öğrenirsem, kesinlikle daha harika olurlar.”
Bakhromkin'in ofisine akşam yemeği getiren hizmetçi, onun daha fazla çizim yapmasını, şaşırmasını ve çizimlerine hayran kalmasını engelledi.
Bakhromkin bir şeyler yedi. Hayatında hiçbir yeteneği olduğunu düşünmediğini hatırladı. Ancak gençliğinde çok kitap okudu, tiyatro oyununda oynadı, şarkı söyledi, sahne resimleri yaptı. Şimdi de çok okuyordu, tiyatroyu seviyordu, iyi şiirleri ezbere biliyordu, kaliteli şakalar yapıyor ve akıcı konuşuyordu.
Ve ne, diye düşündü Bakhromkin, belki hâlâ şiir ve roman yazabilirim fakat?
Bakhromkin, çocukluktan kalma bir olayı hatırladı. Bir keresinde annesiyle sokakta yürürken fakir, kötü giyimli bir adamla karşılaşmışlardı. Annesi adamın elini öpmüştü.
Bakhromkin “Anne, bunu neden yaptın?” diye sormuştu.
Annesi “Çünkü o çok ünlü bir şair!” demişti.
Sonra Bakhromkin, birçok insanın şairlere, sanatçılara ve bestecilere büyük saygı duyduğunu fark etti. Ve şimdi başka bir hayat hakkında düşünmeye başladı. Sıradan insanların hayatıyla karşılaştırılamayan bir sanatçı veya şairin hayatı…
Hayatları ilginç, rutin olmayan, sıra dışı insanlar... Şan, şöhret... Şairler, ressamlar... İnsanlar onların şiirlerini okurken veya resimlerine bakarken onlar bir restoranda oturuyor veya uyuyor. Ve bu şairlerin veya sanatçıların adlarını herkes bilir, bilmemek imkânsızdır. Evet, olağanüstü bir hayat...
Bakhromkin hayal etti. Ya ben şimdi bir sanatçı olsaydım... Nasıl hissederdim?
Bakhromkin zihninde bir resim çizdi: İşte burada, bir sanatçı ya da şair, karanlık bir gecede eve dönüyor. Sanatçıların ve şairlerin atları yoktur, bu yüzden beğenin ya da beğenmeyin, yürüyerek gitmeniz gerekir. Dairesi yok, ucuz bir otelde yaşıyor. Oteline yorgun ve aç olarak geliyor. Çok acıkmış ama akşam yemeği yok. Otel kötü, oda küçük ve kirli; yatak soğuk ve sert. Parası olmadığı için başka bir otele taşınamıyor. Sonunda soğuk, rahatsız bir yatakta uyuyakalıyor ve atları olmadığını, kendine ait sıcak bir evi olmadığını, masanın orta çekmecesinde pahalı puroları ve kitaplıkta çek defteri olmadığını biliyor.
Bakhromkin'in çizdiği resim korkunçtu. Ilık, yumuşak yatağına uzandı ve uykuya hazırdı.
Gençliğimde kendimde herhangi bir yetenek keşfetmemiş olmam güzel! Şimdi her şeye sahibim, iyi bir iş, bir ev, hizmetçiler, para diye düşündü ve uyuyakaldı.