Güve

Feyza Nur Çalık

Görev: Bir bilim “insanı” mikroskopa baktığında kendisini görüyor.

GÜVE

Hikaye çok kısa. Adam yalnız yaşıyor.

Konuşmuyor, duymuyor ve görmüyor. Biyolojik olarak bir kusuru yok adamın. Bilinçli olarak dinlemiyor. Ses geçirmeyen camlar yaptırmış evine. Bilinçli olarak görmüyor. Perdeleri sımsıkı kapatmış. Ve konuşmuyor tercihen.

Adam unutuyor zamanla. Konuşmayı, görmeyi ve dinlemeyi. Zaman adamı buraya sürüklemeden epey önce yaşamı kristal avizelerle ışıklandırılan büyük salonlarda takdir görerek geçmiş. Takdir gören adam mı yoksa aldığı plaketler mi düşünmüyor. Kristal avizeleri seviyor. Jilet gibi ütülü takım elbiselerin, hoş kokulu kadınların arasında gezinmekten memnun.

Adam bir bilim insanı. Nesli tükenmekte olan böcekleri inceliyor. Sonra bir gün bir hata yapıyor. İncelediği böcek türlerinden biriyle alakalı yanlış rapor hazırlıyor ve bunu yayınlıyor. Raporun yanlışlığı farklı bir meslektaşı tarafından fark ediliyor ve ortaya çıkıyor. Adam aynı adam. Jilet gibi ütülenmiş takım aynı takım hatta daha kalitelisi. Tek eksik artık kristal avizeli salona çağrılmıyor oluşu. Adam kabullenmek zorunda kalıyor. Kabulleniyor. Küsüyor. Bırakıyor mesleğini ve çok sevdiği mikroskobunu.

Hikaye çok kısa. Adam yalnız yaşıyor. Şehirden uzakta bir ev. Dört oda bir mutfak ve banyo tuvalet. Bir koltuk, bir yatak ve bir çift terlik odalardan birinde. Adam parasını kristal avizeler alıp her odaya bir tane asmaya harcıyor. Şimdi ev dört kristal avize bir koltuk bir yatak ve bir çift terlikle dolu. Adam tüm gün kristal avizeleri tek tek silmekle uğraşıyor. Yemek yemiyor. Su içmiyor. Unutuyor.

Adam yalnız yaşıyor ve kristal avizeleri temizliyor. Yalnız yaşayan adam bilmem kaçıncı kez sildiği avizenin kristal parçasını ne kadar güzel temizlediğini seyrederken gözü duvara takılıyor. İki duvarın kesiştiği noktada bir canlı görüyor. Adam korkuyor. Hatırlıyor. Avize silmeyi bırakıyor ve yalnızca duvara bakıyor. Cesaretini topladığı bir gün yaklaşıyor canlıya. Canlı dediği muhtemelen ölü bir güve. Dokunamıyor. Günleri ona bakmakla geçiyor. Güve orada oldukça ona hatırlatıyor. Unuttuğunu bile fark etmeden konuşmayı hatırlıyor. Uçup gitmesi onun peşini bırakması için yalvarıyor. Gitmiyor güve. Güveyi gördükçe hafızasında yer kaplayan böcek türlerini hatırlıyor. Onları incelediği ve başarılar kazandığı günleri.

Hikaye çok kısa. Adam yalnız yaşıyor. Dört odalı evinin hiç girilmeyen karanlık kilerine giriyor. Yıllardır kutusunu açmadığı mikroskobunu alıyor. Bir koltuk, bir yatak ve bir çift terliğin olduğu odaya getiriyor. Küçük bir cımbız yardımıyla güveyi duvardan indirip mikroskoba yerleştiriyor.

Hikaye çok kısa. Adam yalnız yaşıyor. Tek gözünü kısıyor ve mikroskoba doğru eğiliyor. Bakıyor. Dünyayı görüyor adam. Evler, insanlar. Kuşbakışı sokakları görüyor. Hatırlıyor.

Hikaye çok kısa. Adam yalnız yaşıyor. Dört odalı evinin balkon kapısını görüyor. İçeri giriyor sıyrılarak. Evinde dolaşıyor. Duvara konuyor.

Hikaye çok kısa. Adam yalnız yaşıyor. Kendini görüyor. Avizeleri siliyor. Silme bezini yıkıyor tekrar siliyor. Oturuyor. Yatıyor. Duvara yaklaşıyor. Kendi göz bebeğinin içini görüyor. Adam kendini izliyor. Tek gözünü kırpmış mikroskoptan bakıyor.

Hikaye çok kısa. Adam kendini unutuyor. Adam kendini hatırlıyor.

Feyza Nur Çalıkoğlu