Biz-ler

Feyza Nur Çalık

1.

Yeter:

1 saat 10 saniye 2 salise.

Mahir:

“Ama burada, tükürük hokkasının hüküm sürdüğü yerde bu hiç…”*

Ramazan:

Ee? Ne hiç?

Halil:

Okusana Mahir neden sustun?

Katip:

Tükürük hokkası çok hoş bir metafor değil mi?

Halil:

Ne metaforundan bahsediyorsun Katip? Adam tüküremiyor ki?

İbrahim:

Mahir uyudu galiba çocuklar.

Yeter:

2 saat 21 dakika 40 saniye 13 salise.

Mahir:

Bıktım uyanmaktan? Rahat bırak artık beni.

Yeter:

2 saat 22 dakika 55 saniye 14 salise.

Mahir:

Neden diğerleri gibi uyumuyorsun? Uyu artık uyu.

Yeter:

Uyuyamam saymak zorundayım sanki bilmiyorsun. 2 saat 24 dakika 40 saniye 10 salise.

***

Yeter:

7 saat 5 dakika 37 saniye 10 salise.

Mahir:

Kes şunu! İçinden say dedim sana kaç kere. Uyumak istiyorum.

Halil:

Ne zaman dışarı çıkıp iş bakmaya başlamayı düşünüyorsun. Farkında mısın mezun olalı kaç yıl oldu.

Yeter:

34.944 saat 19 dakika 54 saniye 29 salise oldu.

Mahir:

Sayma diyorum sayma! Daha gün yeni doğdu nereye çıkmamı istiyorsun?

İbrahim:

Çıkmayalım, her seferinde kayboluyoruz.

Halil:

Mahir kalk artık. Kalk şu ışığı aç karanlıktan bunalıyorum.

Yeter:

7 saat 15 dakika 43 saniye 21 salise.

Halil:

Gece kitap okurken uyudun. Eğer hep böyle olacaksa yatakta kitap okumamanı öneririm. Sonunu merak ediyoruz.

Mahir:

Ne kitabı ben kitap okumayalı aylar oldu. Dün gece işten eve geç geldim ve hemen uyudum.

Halil:

Ne işinden bahsediyorsun? Mezun olduğundan beri çalışmıyorsun. Her gün sana iş bulmanı söylüyorum çıkıp aramıyorsun bile.

Mahir:

Senin zırvalamalarını dinlemek istemiyorum.

2.

Yeter:

7 saat 40 dakika 34 saniye 54 salise

Katip:

Buyurun işte günün ilk şişesini kırdın. Neden bu kadar dikkatsizsin.

Halil:

Evin her yerini şişelerle doldurmak zorunda değilsin.

Mahir:

Ama biliyorsun o şişelere ihtiyacım oluyor. Bu benim işim. Katip kaç şişe eksiğimiz var söyler misin?

Halil:

Senin işin yok Mahir.

Katip:

Hemen bakıyorum. Evet kayıtlara göre altı yüz şişe elimizde bulunuyor. Hafta başından beri kırdığını şişelerin sayısı otuz beş. Eski kayıtlara baktığımda hala elli tane eksiğiniz olduğunu görüyorum. Toplamda 85 tane eksik şişe gözüküyor.

Mahir:

O zaman bir an önce dışarı çıkıp şişe aramalıyız.

Halil:

Ne, şişe mi? İş bulman gerek diyorum sana mezun olalı uzun zaman oldu.

Mahir:

Benim işim var Halil.

Yeter:

8 saat 36 dakika 52 saniye 45 salise.

Katip:

Acele edelim eksikleri tamamlamamız gerek.

Mahir:

Salkım sokak. Evet buraya bakalım. Burada yaşayan insanlar fazlasıyla gazoz içiyor. Katip bir bakar mısın Salkım Sokaktan sonra en çok gazoz tüketen sokak hangisi?

Katip:

Manolya sokak.

Mahir:

Tamamdır. Şimdi gidip çöp konteynerlarının etrafına bakalım sol köşeden dönünce orada bir tane olması gerek.

Yeter:

9 saat 47 dakika 32 saniye 21 salise.

Katip:

Mahir ilerideki konteynerde 4 tane Beyoğlu gazozu şişesi var onları almalıyız.

Mahir:

En iyi para yapan onlar haklısın.

Halil:

Sen beni duymuyor musun? Köşedeki büfeden bir gazete al da iş ilanlarına bak ne dersin.

Katip:

Tamamdır Mahir. 7 şişe topladık.

İbrahim:

Kaybolmayalım. Kaybolmadan eve dönelim.

Mahir:

Manolya sokağa dönebiliriz artık Katip.

Halil:

Zaten kırk yılda bir evden çıkıyorsun Mahir. Bir gazete alıp ilanlara bak lütfen. Mezun olduğundan beri işe girmedin.

Mahir:

Sus artık sus. Benim işim var diyorum sana.

3.

Mahir:

Lütfen susun artık. Konuşmayın sizi tanıştırdığıma beni pişman ettiniz.

Halil:

Ne demek yani sen bizi tanıştırmasan karşılaşmayacağımızı mı sanıyorsun.

İbrahim:

Mutlaka karşılaşacaktık tabii. Bizi burada odalara kilitleyerek birbirimizden ayırmaya çalışmana rağmen bir gün aynı metinde buluşturacaktın.

Yeter:

12 saat 56 dakika 34 saniye 55 salise.

Halil:

Anlamıyorum sürekli zamanı sayan birine gerçekten ihtiyacın var mıydı? Bunun için saat icat edilmiş. Yeter yerine bir kol saati alsaydın hepimizin kurtulurduk.

Katip:

Bir an önce şu iş görüşmesi mevzusundan çıkıp şişe aramak için sarmaşık sokağa gitmemiz gerek. Neden çağırmıyorlar seni?

Halil:

Hah. Neden olacak mezun olduğundan bugüne hiçbir iş yapmadığı için onunla görüşmekten vazgeçmişlerdir. Kaybolmadan eve dönelim.

İşverenin sekreteri:

Mahir bey, Onur Bey sizi bekliyor. Lütfen buyurun.

Katip:

Ne kadar görgüsüz bir sekreter. Bizi davet etme lütfunda bile bulunmuyor.

Mahir:

Lütfen artık konuşmayın bu işe girmek istiyorum. Sadece 15 dakika sürer sessiz olabilirsiniz.

….

İşveren Onur Bey:

Merhaba, buyurun lütfen oturun. Evet ne içersiniz?

Mahir:

Teşekkür ederim biz bir şey içmeyiz.

Katip:

Keşke bize de sorsaydın Mahir. Ben bir şişe gazoza hayır demezdim.

Mahir:

Sus lütfen.

Yeter:

13 saat 15 dakika 56 saniye 54 salise.

Mahir:

Bari burada saymayı bırak.

İşveren Onur Bey:

Anlamadım Mahir Bey ne dediniz.

Mahir:

Yok efendim bir şey söylemedim. Yanlış anladınız.

Ramazan:

Efendim mi? O senin ne zamandan beri efendin Mahir?

Mahir:

Sen de nereden çıktın? Bu işte çalışmak istiyorum. Lütfen sus.

İşveren Onur Bey:

Evet tabii ki istiyorsunuz. O zaman sizi tanımakla başlayalım.

Mahir:

Ben Mahir Soysal. 27 yaşındayım. 4 yıl önce Halkla İlişkiler bölümünden mezun oldum. İzmir’de yaşıyorum. Başka ne anlatmalıyım?

İşveren Onur Bey:

Daha önceki iş deneyimlerinizden bahsedebilirsiniz biraz

Mahir:

Daha önce bir iş deneyimim olmadı.

İşveren Onur Bey:

Anlıyorum. Peki neden bizimle çalışmak istiyorsunuz?

Mahir:

Açıkçası bu söyleyeceğim sizin için bir neden sayılabilir mi bilmiyorum. Ben artık evden çıkmak istiyorum. Bu nedenle size başvuruda bulundum.

Ramazan:

Hayır! Evden çıkamazsın. Başkalarının emrinde çalışıp onlara EFENDİM, HAZRETLERİ mi diyeceksin Mahir!

Mahir:

Bağırma duyacak.

İşveren Onur Bey:

Efendim? Neyse neyse Mahir bey sormamda bir sakınca yoksa. Daha öncesinde geçiminizi neyle sağlıyordunuz.

Mahir:

Ben şişe toplarım. Onları toplarım ve boyarım. Daha sonra da satarım.

Katip:

Mahir şişeleri ben topluyorum. Ben sen değilim kabullen artık.

İşveren Onur Bey:

Gün içinde neler yaparsınız Mahir Bey?

4.

Yeter:

15 saat 36 dakika 56 saniye 45 salise.

İbrahim:

Bizimle artık konuşmayacak mısın?

Ramazan:

Mahir bu sefer biz bir şey yapmadık ama sen yine de işi alamadın. Artık bizi suçlayıp durmaktan vazgeçersin herhalde.

Katip:

Bizi duymuyor yine galiba.

İbrahim:

Mahiir!

Katip:

Mahir duyuyor musun?

Yeter:

17 saat 46 dakika 57 saniye 23 salise

Yeter:

19 saat 46 dakika 27 saniye 27 salise.

Katip:

Yine nereye gidiyor bu adam?

İbrahim:

Mahir önümüzdeki sağ köşeden döndü. Hızlı yürü.

Katip:

Aaa gazoz şişesi önümüzdeki konteynırda tam beş tane.

Mahir:

Şu an da bunu yapamayacağımı biliyorsun katip. Onun peşinden gitmem gerek.

Yeter:

20 saat 50 dakika 45 saniye 54 salise.

Halil:

Adamın hala bir işi yok ama başkalarının peşine koşmakla meşgul. Mezun olalı yıllar oldu…

İbrahim:

Yetiştik işte o eve giriyor.

5.

Yeter:

23 saat 45 dakika 34 saniye 21 salise.

Mahir:

Bana yardım et. Defalarca denedim ama olmuyor beceremiyorum.

İbrahim:

Sakin ol Mahir ne oldu anlat.

Mahir:

Tıkandım. İlerleyemiyorum. Olayları toparlayamıyorum.

İbrahim:

Olayları toparlayamıyorsan. Onları yanına çağır Mahir.

Mahir:

Çağırdım. Konuşmayı denedim ama olmuyor. Yeter artık çok yoruldu. Zamanı saymaktan bitap düştü. Böyle zor bir göreve onu mahkum etmekle büyük bir hata yaptım.

İbrahim:

Peki ya diğerleri?

Mahir:

Halil’i mezuniyetiyle konuya dahil etmeseydim onun için her şey daha güzel olacaktı. Ama bunu düşünemedim. Halil mezun oldu ve tüm gün iş arayıp duruyor. Ramazan desen Halil’in tam tersine ne zaman iş aramaya kalksam başkalarına efendim mi diyeceksin diye çıkışıyor.

İbrahim:

Bir kişi daha vardı. Neydi adı? Ha, evet Katip, o neler yapıyor?

Mahir:

Katip tüm gün şişe sayıyor. Bazen evde şişelere çarpıp onları kırıyorum. Her kırdığım şişeyle birlikte tekrardan sayım yapıyor. Bu onun tüm gününü meşgul ediyor bir bilsen. Bazı günler sokaklara çıkıp şişe arıyoruz çöplerden. Halil durmuyor yine iş ilanı diye tutturuyor. Onları ayrı ayrı odalara kilitlemeye çalıştım ama bir yolunu bulup yine birleştiler.

İbrahim:

Peki onların sana ne zararı var Mahir?

Mahir?

Anlamıyorsun. Yazamıyorum. Onları yaşamaktan kendim olmaya vaktim kalmıyor. Kendi hayatımı unuttum. Aslında sen de onlardan birisin. Seninle konuşmamalıyım. Bir faydası yok.

İbrahim:

Mahir sen zaten onlarsın.

Mahir:

Hayır. Ben onlar değilim. Onlar beni kilitliyor. Bırakmıyorlar. Çıkmak istiyorum artık. Kaçmak istiyorum.

İbrahim:

Belki de kaybolmak.

Mahir:

Olduğum yerde zamansız kalakalmak.

Yeter:

1 saat 34 saniye 3 salise.

Mahir:

“Mademki bu noktaya kadar gelmiştim, bu topluluğa ait olmakta kararlı…”*

*Thomas Bernhard/Soğuk