Baraj

Rabia Hilal Bilgin

Küçük bir ilçenin su ihtiyacını karşılamak için yıllardır yağmur sularını biriktiririm içime. Onlar susuz kalmasın diye içimde saklarım tonlarca suyu.

Kendimi bildim bileli bu işle meşgulüm ama hiç düşünmemiştim, hiç sormamıştım kendime ben bunu neden yapıyorum diye. Evet bu işe kabiliyetliyim ama bu bir sebep mi? Bana bir faydası olmayan hatta bazen zararları olan varlıklar için bunu neden yapıyorum. Sadece bana değil neredeyse her şeye zararları dokunuyor ayrıca. Kafam çok karışmıştı neredeyse vermekten vazgeçecektim içimde biriktirdiğim suyu.

Derken bir çocuk çıkageldi elinde kâğıttan bir gemi ile. Hemen arkadaş olduk. O kadar masumdu ki onu görünce insanoğlu hakkında düşündüklerimden utandım. Nasıl oldu da bazı hadsizler yüzünden bu masumu susuz bırakacak kadar gözüm kararmıştı. Yazıklar olsundu bana.

Bu utanç bana bir ömür yeter diyordum ki kendime bir amaç bulduğumu fark ettim. Artık insanlara su biriktirip ihtiyaçlarını karşılamak için bir sebebim var. Bu yavrucağın hatrına biriktirip yine bu yavrucağın hatrına verecektim insanlara suyu.

Bu çocuk her gün gelir oldu yanıma. Arkadaş olduk dedim ya zaten, elinde kağıttan gemi ile yolun başında görünce "İşte!" derdim "Arkadaşım geliyor." Kağıttan gemisini bırakırdı suyun üstüne, o gemi yüzdükçe kendimi daha bir önemli hissederdim.

Bir zaman sonra konuşmaya da başladı benimle. Ana babasını yakın zamanda kaybetmiş sabi. Amcasıyla kalıyormuş. Hiç arkadaşı da yokmuş. Nasıl üzüldüm anlatamam.

Bunları öğrendiğimde daha çok merak etmeye başladım küçük arkadaşımı. Rüzgârdan rica ettim bana haberlerini getirsin diye. Kırmadı sağ olsun ne gördüyse ne duyduysa anlatmaya başladı.

Bir gün arkadaşım değil de rüzgardan haberi geldi sadece. Amcasının arkadaşları "bu çocuk her gün her gün nereye gidiyor?" diye laf edince amcası da kızmış göndermemiş yavruyu evden dışarı. Kim bilir nasıl üzülmüştür.

Siz misiniz dedim benim arkadaşımı üzen. Korkmadınız mı hiç yetimin başını yere eğmekten? Su falan hak etmiyorsunuz siz.

Bundan sonra yok size su.

Ondan sonra salmadım içimdeki suyu dışarı, hiçbir yere göndermedim, ta ki suyunun üstünde bir kâğıt gemi tekrardan yüzmeye başlayıncaya kadar.