Her şeyin bir sonu var diyorlar. Burada kumun içinde, onların ilk kolonisi Lebleb de. Onlar da biliyordu bir zaman sonra burada kalamayacaklarını. Mevsim değişecek ve kavurucu sıcaklar gelecek. Her şeyin bir sonu olacağını söylemek orada kalıcı olmadıklarını kabul etmek daha iyi hissettiriyordu.
Byronun dünyasının yerleşimcileri ilk yerleşimlerini yer altında kurdular. Bunun sebebi yeryüzünde mevsimlerin çok sert geçmesiydi. Gündüzleri hava sıcaklığı insanların dayan mayacakları kadar sıcak geceleri ise insanların dayanamayacakları kadar soğuk oluyordu. İnsanlar dünyadan geldiklerinde yanlarında kitaplarını, kendi değerlerini yansıtan eşyalar getirdiler. Onlar ilimli bir halktı ancak ilimlerini hayatlarına geçiremediler. Bu yüzden de kavgaları, tartışmaları bitmedi. Dünya da bu yüzden yaşanamaz hale geldi. Herkes kendini üstün görüp diğer insanlara hükmetmeye çalıştı. Sonra kimse hükmedemedi. Sonra üzerlerine yıkıldı. Doğayı koruyamadılar. güneş kızgınlığını arttırdı. Her yer çöle döndü. toprak kurudu ağaçlar kalmadı. Su kaynakları tükendi. Ancak yanlarında getirdikleri biraz kitap ve bir kaç eşya kaldı.
Getirdikleri eşyalar orada kalan tek şeydi. En büyük hataları onları düzgün kullanmamalarıydı. Yer altında nasıl yaşanacağını bulundukları yerin koşullarını bilmemek Dünyadan sonra ilk yerleşim yerinden de ayrılmak zorunda bıraktı.
Yeryüzüne yaklaştılar ve en baştan başladılar. Yeni bir koloni kuruldu. Merhamete ve adalete adanmışlıkla. Artık insanlar birbirine hüküm sürmeye çalışmayacak. Aralarından en bilgilisi ve en yüreklisi yönetecek ikinci koloniyi. Birinci yerleşimden edindikleri bilgilere göre ikinci yerleşim yerinin koşullarının daha iyi olduğu sonucunu çıkardılar. Ama ne kadar kalabileceklerin, ayrılmak zorunda kalıp kalmayacaklarını bilemiyorlardı. Furkain ve Ftihin bu yerleşimin temsilcileriydi. Gerçekten de dediklerine uydular ve insanlardan kaynaklanan bir karmaşa olmadı. Herkes barış içinde hayatlarını sürdürmeye çalıştılar. Orada uzun süre kalabildiler. Ama bir zaman sonra orada da hava koşulları hayatlarında olumsuz etkilerini göstermeye başladı.Hava gittikçe soğumaya başladı. Güneşin önüne bir başka güneş geçiyordu. Güneşin ışınlarının gelmesini engelleyen bir kara güneş. Bir vakit sonra daha fazla kapattı. Artık soğuk dayanaılmayacak hale gelince ordan da ayrılmak, güneşin kaybolmadığı bir yere gitmek zorunda kaldılar. Hala eğer dikkatlice dinlerseniz burada bazı çığlıkları duyabilirsiniz. Derler ki o çığlıklar bazı terkedilen, başka yere gidecek gücü olmayan insanların çığlıkları. Soğuğun acısıyla atılan çığlık sesleri. Maalesef bunu yapmak zorunda kaldılar.
Ücüncü yerleşim yeri olarak güneşin daha tamamen kararmadığı daha doğrusu kara güneşin güneşin önünü kapatmadığı bir yer buldular. Burası Kara Güneşe karşı çıkmak için kurulmuş bir yerleşkeydi. Ona karşı geliştirilen aletler yapmayı denediler. Bir ilerleme de kaydettiler fakat bu yeterli olmadı. Önce Kara Güneşin ne olduğunu bulmaya çalıştılar. Biraz tahminleri oldu ama kesin bir sonuca varamadılar. Tahmin ettikleri durumlar için bir şeyle ürettiler ama pek etkili olmadı. Ve maalesef kara güneşin önüne geçemediler. O güneşin önüne geçti. Bu yüzden üçüncü yerleşim yerinden de ayrılmak zorunda kaldılar.
Ve şimdi. Artık son olmasını umdukları Dördüncü yerleşim yerine geldiler. Artık biraz daha hazırlıklılar durumlar. Bunca zamandır Kara güneşe karşı çıkmaya çalıştılar.Artık dördüncü yerleşkede her şeyden önce asırlar boyu yaşamak istiyorlardı. Bir daha yer değiştime gibi bir düşünceleri yoktu. Tıpkı önceki yerleşkelere ilk yerleştiklerinde söyledikleri gibi. Kara güneşe karşı tekrar çalışmalara başladılar burada da. Bu arada yeni çocuklar dünyaya geldi, Çocuklar büyüdü, büyükler yaşlandı, yaşlılar öldü. herkes bir alt nesile bilgilerini aktarıyordu.Yeni kitaplar yazıldı yeni aletler icat edildi. Önceki yerleşkelerde tasarladıkları eşyaları da kendileriyle beraber getirdiler. Bir zaman sonra Kara güneşe karşı elllerinde gerçekten işe yarayabilecek bir alet tasarlamaya başladılar. Hava soğumaya devam ediyordu. Kar hiç durmadan yağıyordu. Çocuklar karda oyun oynuyordu. Çocuklar kardan adam yapıyorlardı. Sanki bu kardan adamlar kara güneşe karşı yapılıyordu. Uzaktaki kara güneşe olan savaşın simgesi gibiydiler. Kara güneşin güneşin önünü tam olarak kapanmasına çok az kaldı. Kara güneşe karşı yapılan alette de bitmek üzereydi. Soğuğa dayanamayanlar oldu. Onlar göremeyeceklerdi artık cihazın işe yarayıp yaramayacağını. Yerleştikleri yerlerin hep sonu oldu. Ancak her şeyin bir sonu olmalı mı?
Yaptıkları cihaz bitti. Artık Kara güneşe karşı aktifleştirdiklerinde yok olmasını bekliyorlardı. Herkes çok heyecanlı. Hayatlarını devamının ne olacağı, artık hep burada mı kalacakları yoksa ayrılmak mı zorunda kalacakları yoksa burada mı ölecekleri cihazın işe yarayıp yaramamasıyla belli olacaktı.
Ve finale doğru yaklaşılıyor Cihazı aktifleştirecek son maddeyi cihaza koymak üzeriler. En sonunda, her şeyin sonunda onlar cihazı aktifleştirdiler. Son...
Ahmet Can
Özet
Her şeyin bir sonu var diyorlar. Burada kumun içinde, onların ilk kolonisi Lebleb de.
byroun dünyasının ilk yerleşimlerini yerin altında kurdular. Önceleri bunun sebebi olumsuz hava koşullarıydı. Dünyadan kendi değerlerini yansıtan şeyler getirdiler. Onlar ilimli olan bir halktı ancak ilimlerini kullanmadılar
Byronun dünyasındaki ilk yerleşimden geriye kalan tek şeydi. En büyük hataları yanlarında götüdükleri eşyalrı düzgün kullanmamktı.
Yeryüzüne yaklaştılar ve en başta başladılar. Yeni bir toplum. merhamet ve adalet fikrine adanmışlıkla.
Furkain ve Ftihin bu yeni neslin örneğidir
Eğer dikkatlice dinlerseniz burada çığlıkları duyabilirsiniz. Derler ki o/onlar soğuktan ölenlerin çığlıklarıydi
Üçüncü yerleşim Kara güneşe karşı çıkmak için başladı
………… olan bu yerde Bu karşı çıkış daha da belirgindi
Ancak her şeyin bir sonu vardır. Onlarinda sonu oldu
4. yerleşke asırlar boyu yaşanılabilir olmalıydı her şeyden önce.
Bu kardan adam kara güneşe karşı bir aykırılık teşkil ediyordu. Uzaktaki karanlık güneşle savaşın simgesi gibiydi
Ancak her şeyin bir sonu olmalı mı? Kara Güneş için kullanılmış bir cihaz aktif edildiğinde onu yok edeceğini düşünüyorlardı.
En sonunda her şeyin sonunda onlar cihazı aktiflestirdiler.