Her şeyin bir sonu var diyorlar. Bunu kimlerin söylediği tam olarak bilinmese de çok tehlikeli yaratıklar olduğu biliniyor. İşte kumun içinde ilk defa kurulan Georgiyan kolonisinin bu yaratıklardan korunmak için kurulduğunu söyleyebiliriz. Beş on kişilik bir ekiple yola çıkılan bu koloninin başında Byron vardı. Byron güçlü ve akıllı biriydi. Byron’un dünyasındaki yerleşimciler ilk yerleşimlerini yerin dibine kurdular. Önceleri biz bunun sebebini toprağın mineral ve vitaminlerine yakın olmak yaptıklarını sansak bile aslında onlar varoluşlarını korumak için başka bir deyişle yok olmamak için, yaratıklardan korunmak için bunu yaptıklarını öğreniyoruz. Bunu yerin dibinde kurdukları mağaraların duvarlarındaki yazı ve resimlerden anlıyoruz. Byron’un dünyasındaki yerleşimciler Byron kadar akıllı değildiler. Kendilerini Var olan dünyadan koparamayıp oradan kendi değerlerini yansıtan şeyler getirdiler. Bazıları Çanak çömlek, bazıları birkaç sayfa yazı, bazıları kokulu şeyler. Birçoğunun da neler getirdiğini bilmemekteyiz. Çünkü onlar ne kadar kabul etmeseler bile ilkel bir halktı. Bu yüzden yanlarında getirdikleri objelerin karşılığını bilmemekteyiz.
Byron’un dünyasındaki ilk yerleşik yerden geriye kalan tek şeyler birkaç sayfa yazıydı. Bu yazıyı dünyadan koloniye yanında getiren yerli halktan biri. Yazıları okudukça içinde derin bir insan hasreti duymaya başlamış. İnsan denen yaratıklardan korunmak için bu koloniyi kursalar bile tek bir insanın bu kadar tehlikeli olacağını hiç düşünmemiş. Ve en büyük hatayı yapmış koloniye insan almıştı. Başta insanın davranışlarını çok garipseseler de zamanla bu davranışları normalleştirip içselleştirmişler ve insan denen yaratığın kendilerini ele geçirmesine izin vermişler. Bu yerleşim yerinden sadece birkaç sayfa yazı kaldığını söylemiştik, çünkü insan asıl değerli olan hiçbir şeyin değerini bilmezmiş.
Byron ve halkı yerin yüzeyine inerek en baştan koloni inşa etmeye başladılar. Sadece yeni bir koloni değil, Yeni bir toplum da inşa etmeleri gerekiyordu. Bağımsızlık fikrini ilmek ilmek işledikleri bir toplum. Çünkü insan denen yaratık herkesi hapsetmişti karanlığa. Dikkatli dinlerseniz burada hapis olunmuş zihinleri kendi içinizde de duyabilirsiniz. Byron Halkı’nın hiçbir değeri kalmamıştı. İçlerinde sevgi ve umut bir bir tükenmiş hatta gün geçtikçe daha çok asabileşmişlerdiler. Artık Byron’un dünyasında kimse masum değildi. Herkesin içine bir şeytan tohumu ekilmiş, filizlenmişti.
Byron üçüncü yerleşim yerinin adını ‘güvenli yer ‘ olarak koydu. Çünkü halkın ciddi derecede güven problemi oluşmuştu. Artık her yerden insan denen yaratıkların kendilerine saldıracaklarını zannediyorlardı. İşte Byron böylece değişimin ilk temellerini attı. İnsanlar artan güven duygusuyla daha çok özgürleşti. Özgürleştikçe daha çok şey istemeye başladılar. Ancak her şeyin bir sonu vardır. Byron’un halkı özgürleştikçe sonsuzluğu aramaya başladılar daha çok yaşamak için. Byron dördüncü yerleşkeyi kurarken herkesten sakladı. Gün geçtikçe hırçınlaşan halkından korkmaya başladı. Herkesten saklı bir yerleşke. Kaybolmadan önce tek sığınak, kayboluşluğun pençesine takılmadan önce tek sığınak. Bu dördüncü yerleşkede bir kardan adam vardı. Ne kadar koloni için bir ayrılık teşkil etse de kardan adamın orada durması daha iyiydi. Çünkü Byron’un halkı kardan adamdan korkuyordu. Kardan adam uzaktaki güneşle kavgalıydı. Her gün ona bağırıp çağırıyordu. Bu sayede sesler daha da artıyor, Byron’un halkından, herkesten gizli inşa ettiği dördüncü yerleşke daha da güvenli hal alıyordu. Ancak Byron’u da gün geçtikçe etkisi altına alan bir soru vardı. Her şeyin bir sonu olmalı mı? İşte Byron bu sorunun altında ezildiğini hissetti. Cevabı olmayan bir soruydu bu. Ya da kendisi bu soruyu cevaplayamayacak kadar akıllı değildi. Sonsuzluğun kuyruğundan yakalamak için bir cihaz geliştirdi. Bunun üzerinde günlerce, aylarca, haftalarca çalıştı. Bu cihaz aktif edildiğinde yeni bir zamanın var olmasına sebep olacak. En sonunda Byron insan denen yaratıkların olmadığı, onların türlü türlü oyun ve heveslerinden uzak bir dünya yaratacaktı. Kim bilir böyle bir dünya yaratmak mümkün müdür? Byron bunu denemek istiyor ne pahasına olursa olsun.
Özet
Her şeyin bir sonu var diyorlar. Onların burada kumun içindeki ilk kolonisi Georgiyan. Byron’un dünyasındaki yerleşimciler ilk yerleşimlerini yerin dibine kurdular. Önceleri bunun sebebi toprağın mineral ve vitaminlerine yakın olmaktı. Dünyadan kendi değerlerini yansıtan şeyler getirdiler. Onlar ilkel olan bir halktı. Ancak asla Bunu kabul etmediler. Bu Byron’un dünyasındaki ilk yerleşik yerden geriye kalan tek şey. En büyük hataları koloniye bir insan almak oldu. Yerin yüzeyine yaklaştılar ve en baştan başladılar. Yeni bir toplum inşa etmek ile ve bağımsızlık fikrine adanmışlıkla. Eğer dikkatlice dinlerseniz burada hapsedilmiş zihinleri duyabilirsiniz. Derler ki o ya da onlar masum değildi. Üçüncü yerleşim güvenli yer olarak başladı. İnsanlığa karşı çıkmak için inşa edilmişti. Özgürlüğün olduğu bu yerde bu karşı çıkış daha da belirgindi. Ancak her şeyin bir sonu vardır. Onlar buna inanmayıp sonsuzluğu aradılar . Dördüncü yerleşke asırlar boyu gizli olmalıydı. Kaybolmuşluğun pençesine takılmadan önce . Bu kardan adam koloni için bir ayrılık teşkil ediyordu. Uzaktaki karanlık güneşle kavgalıydılar. Ancak her şeyin bir sonu olmalı mı ? Sonsuzluğu bulmak için kullanılmış bir cihaz . Aktif edildiğinde yeni bir zamanın var olmasına sebep olacak . En sonunda , her şeyin sonunda onlar insanların olmadığı bir dünya yaratacak .