Resim çizmeyi severdim ben. Çizdiğim her resimde, iki dağın arasından doğan sarı bir güneş, ışınları illa turuncu. Kutu gibi bir ev, bacası tüten… Evin bahçesinde çitler, çitlerin üzerinde salınan nazlı kavak ağaçları. Gövdeleri kahverengi, yaprakları yeşil. Üst katta iki pencere, alt duvarın ortasında koca bir kapı. Bir ev resmi çizerken herkes masumdur. Ben de masumdum. Büyümedim hiç.
Adım Gözdem. Babam dâhil kimsenin Gözde'si olamadım bu hayatta. Ablam ilk göz ağrısı, erkek kardeşlerim de gururuydu onun. Ben arada kısılıp kaldım. Kardeşlerimin arasında, hayatın arasında. Gezinen bir gölgedir hayat. Bilemedim.
Kendime ait ayakkabım olmadı hiç. Ablama küçük gelenleri giydim yıllar boyunca. Kırmızı rugan ayakkabılar girmedi rüyama. Sokak lambasının ışığında rengi değişen çizmelerim de olmadı benim. Kardeşimin spor ayakkabıları vardı oysa. Yürüdükçe kırmızı mavi ışıklar yanan hani. Işıklar yandıkça kardeşim hoplar, o hopladıkça ışıklar daha bir parlardı. Ben yine de gülümserdim ona. Göz kırpardı bana, mutlu olurdum. Gülünce gözlerimin içi gülerdi.
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiçbir zaman. Kayıp gider umutları. Benimse sokaktan gelir vehimlerim, kuruntularım… Akşam ezanına kadar oynadığım ama bir türlü yorulmadığım o sokaktan. Sonra evim gelir gözümün önüne. Sobanın üstüne serpilmiş portakal kabuğu kokusuyla uyandığım ev. Dört kardeş birlikte uyuduğumuz oda. Kapı eşiğinde terliklerim. Terliklerimin üzerinde ablamın en sevdiği kahraman; Şirine. Şirine'nin saçları tozdan griye boyanmış. Şirine mutsuz.
Başucumda üzeri kırmızı kareli mendille örtülüp lastik bağlanmış kavanozum. İçinde kımıl kımıl solucanlar. Her gece kavanoza sarılıp uyudum. Sabah somyanın altına sakladım. Kimsecikler görmedi. Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan. Uyandıkça kaybolan.
Böyle susuyorum ben çok değiştim. Eskisi gibi gülemiyorum da insanlara. Kendi yolumda yürüyorum işte. Yürürken hep tökezliyorum. Ayağımdaki terlikler hep iki numara büyük. Bu yüzden koşamıyorum. Bu yüzden konuşamıyorum. Bu yüzden sobelenen ilk ben oluyorum hayat oyununda. Renkli istopta topu bir türlü yakalayamayan. Don ateşte aracı, ip atlamada sütçü. Yakan topta ilk vurulan benim çünkü. Bu yüzden hayatın Gözde'si olamadım. Şeyhim kâinata alışamadım.
Melike Aydın
Kullanılan mısralar:
“Bir ev resmi çizerken herkes masumdur.” ( Ahmet Edip Başaran )
“Gezinen bir gölgedir hayat.” ( William Shakespeare )
“İnsan her şeyi elinde tutamaz hiçbir zaman.” ( Louis Aragon )
“Sokaktan gelir vehimlerim.” ( Ahmet Muhip Dıranas )
“Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan.” ( Ataol Behramoğlu )
“Böyle susuyorum ben çok değiştim.” ( Süleyman Çobanoğlu )
“Kendi yolumda yürüyorum işte.” ( Fatma Şengil Süzer )
“Şeyhim kâinata alışamadım.” ( Murat Menteş )