Kanlı irinler bütün vücudunu sarmış. Yerinden kımıldamıyor. Düşünceleriyle hareket ediyor. Düşüncelerinden bir buket yapıp yolluyor sevdiceğine. Düşünceleriyle gülüyor, düşünceleri ile ağlıyor. Düşünceleri ile yok olmuşluğun pençesinden kurtuluyor. Kanlı irinler bütün vücudunu sarmış, acı çekiyor. Öyle bir acı ki her parçasını bir dağ başında sıcaktan insanların eridiği bir mahşer ortasında bırakarak yol alıyor. Öyle bir acı ki ruhunu bedeninden ayırıyor sanki. Kanlı irinler vücudunun her yerini sarmış. Vücut bahane. Ruhu hastalanmış. Ruhunda zehirli otlar bitmiş. Zehirli otlar, kanlı irinler, dönen dünya, mani olunmuş adam.
Gece. Gecede tuhaf ürperti. Ürpertinin sessizliği. Sessizliğin çaresizliği. Genç adamın göz kapaklarına uyku yağıyor. Yağan bu uykuya düşüncelerinden şemsiye açıyor. Yerde bir tırtıl. Zor seçiyor ama tırtıl olmalı. Nerden geldiği bilinmeyen bir tırtıl. Seviniyor genç adam. Uzun bir süredir yanına kimse uğramamış. Uzun bir süredir yaşadığını da hissetmiyor zaten. Tırtıla ulaşmak istiyor onu hissetmek, onunla konuşmak istiyor. Ama kanlı irinler. Buna izin vermiyor. Bir cellat gibi ömrünü saran kanlı irinler... Tırtıl hala orda. Ona ulaşmak zor. Ama uzaktan da seyredebilir genç adam. Uzaktan da olsa onu sevebilir. Ona dertlerini anlatabilir. Genç adam nereden geldiğini düşünüyor tırtılın. Hangi hikâyeleri taşıdığını, hangi hüzünlere şahit olduğunu bilmek istiyor…
Gecenin ürperten sessizliğinde yankılanan sesler. Yan odadan geliyor. Dünden kalma düşünceler birbirine girmiş olmalı. Hay aksi! Onları nasıl orada unutur? Nasıl böyle bir kaosa zemin hazırlar? Düşünceler… Gitgide artan sesleri. Cop. Evet tam da gördüğü bir cop. O nereden geldi? Kimin eseriydi? Bilmiyordu. Düşünceler. Gitgide artan sesleri. Haykırmak istedi genç adam. Durun siz yok olursanız ben de yok olurum. Yapamadı. En azılı düşüncelerinin elindeydi cop. Diğer bütün düşüncelere bağırıyor, hakaret savuruyordu. Genç adam acı çeke çeke bağırdı tırtıla: “Lütfen onun elinden şu copu al . Yoksa yok olacağım. Lütfen bana yardım et !” Tırtıl yerde. Oracıkta duruyor. Tırtıl yerde. –Acaba gerçekten bir tırtıl mı ?- Genç adam ne yapacağını bilmiyor. Yan odadan şiddetle artan inlemeleri dinliyor. En sonunda elindeki copla kaçan düşüncelerini görüveriyor camdan. Kendi yarattığı dünyada yok oluyor. Kendi yarattığı dünyada boğuluyor. Yerdeki tırtıl . Son sözler: “Yeryüzü adamı değilim ben”.
BİR GÜN – Hiç kimse yoktur. Hiçbir şey devam etmemektedir.