Fobi

Rabia Hilal Bilgin

Nefes almakta güçlük çekiyorum. Bu metruk ev günden güne havasızlaşıyor sanki. Daha ne kadar hayatta kalabilirim bilmiyorum. Yiyeceklerim bitti. Evde yatacak yer yok. Geceleri bahçede bırakılmış ve oldukça yıpranmış bir hamakta yatıyorum. Dünya şu an ne halde bilmiyorum. Önemi de yok. Neden burada bu halde olduğum ise 2 ay öncesi ile alakalı.

Öksürük ve şiddetli boğaz ağrısı ile hastaneye gidip test yaptırdım. Pozitif çıktı. Zaten yalnız yaşıyorum diye evde kendimi karantinaya aldım. Öyle olmasa bile hastanelerde yer yoktu. Son zamanda virüs iyice çığırından çıkmıştı. Hastalanalı henüz 3 gün olduğunda buldukları ilacı resmen yayınladılar. Artık teşhis konan her hastaya düzenli aralıklarla iğne yapılacaktı. Bu tedavi ise aile hekimlerince takip edilecekti. Bu ilaç kesin çözümdü. Öyle diyorlardı. Normalde sevinmem lazım olan bu habere sevinmek şöyle dursun, kahroldum. Biraz araştırdım ama bu ilacı almanın iğneden başka yolu yoktu. İğnenin adını duymak bile başımın dönmesine sebep olurken bu tedaviyi olmak benim için imkansızdı. Bir gece marketten aldığım bir miktar yiyecek ve su ile yola çıktım. Arabayla biraz ilerledikten sonra boş bir yolda arabayı bıraktım. Eşyalarımı sırt çantama yükleyip, ıssız yollarda yürüyerek devam ettim. Zor ilerliyordum ama yapmak zorundaydım. Yapacakları iğnenin fikri bile beni mahvetmeye yetiyordu. Zorlukla da olsa şehrin dışında kalan metruk eve ulaştım. Bu metruk ve ıssız evden insanlar korkuyorlardı. Kimse yaklaşmaya bile cesaret edemiyordu. Ben biraz da meraklı bir insan olduğum için bir kere gelip buraya bakmıştım.

Evde sadece halılar vardı ama işimi görürdü. Aynı zamanda çok tozluydu ama dayanmak zorundaydım. Burada güvende olurdum. Arka tarafta geniş sayılabilecek bir bahçe vardı. Yine de gündüzleri çıkmamalıydım bahçeye. Riske girmeye gerek yoktu. İlk başlarda rüyalarımda sürekli beni bulduklarını gördüm. Her seferinde kan ter içinde uyandım. Bir gün yoldan geçen bir araba arıza yaptı. Önce beni fark edecekler diye çok korktum. Sonra sanırım tamirciyi beklerken muhabbet ediyorlardı. Merakla kulak kabarttım. Zaten çok yüksek sesle konuştukları için duymakta zorlanmadım. Normalde böyle yüksek sesle konuşan insanlardan haz etmem ama bu sefer işime geldi. Virüsten bahsediyorlardı. 1 buçuk ayda bütün vakalar bitmiş. İnsanın inanası gelmiyor. Bütün vakalar, hem de 1 buçuk ayda. Demek ki güvendeydim. Bu saatten sonra kimse beni aramazdı. İçim rahatladı. Artık korkmama gerek yoktu. Tabii bunları düşünürken hastalığımın bu kadar ilerleyeceğini hesaba katmamıştım nedense.

Burada kendimce iyileşmeyi bekleyemem, bu saçmalık. Ama tedavi olmam da olası değildi. İyice halsizleşiyorum. Yiyecek bir şey yok. Açlık ve hastalık beni günden güne mahvediyor. Artık yürüyecek takati bulamıyorum kendimde. Hamakta yatmak zaten sırtımı yara yaptı.

İki gündür eve girmiyorum. Bütün vaktim hamakta geçiyor. Arada hamağın tahtalarını emerek beslenmeye çalışıyorum. Ağzım yara oldu. Sırtım artık kanıyor ama önemi yok. Nefes almaya çalıştıkça ciğerlerime iğneler saplanıyor. Son dakikalarımı yaşadığımı fark ediyorum. Son gücümle hep yanımda tuttuğum kalem kağıda uzanıp bir not yazıyorum. "Cesedime dokunmayın. Ben bu dünyadaki son korona hastasıyım."

Rabia Hilal Bilgin

Kurgu çok güzel ama daha dolu dolu olmasını isterdim, çok merak uyandırdı. Bazı öykülerden sonra kafamda olaylar devam ediyor. Bu da öyleydi. Kaleminize kuvvet, teşekkürler. :))

"atölye dışından."

Çok teşekkür ederim :) :)

Gece ve tahta cılız kalmış kurguda. Fikriniz güzel, metin işlenip kurgu daha iyi hale getirilebilir. Elinize sağlık

Teşekkür ederim.

Okurken ya başka gözden kaçan hasta varsa diye düşündüm. Bir gün ilaç bulunursa takibi iyi yapılmalı. :) Kurgunuzu beğendim, dil akıcıydı. Bir fobinin buna sebep olmasına üzüldüm sadece. Kaleminize sağlık.

Çok teşekkür ederim. 🌿🤗

Bir fobinin insanı bu hale düşürmesi çok korkunç. Öyküyü dehşetle okudum. Kurgunuzu beğendim, diliniz de akıcı ve duyguyu yansıtıyor.

Fobisiz günler, hayırlı yazmalar diliyorum :)

Çok teşekkür ederim. 🤗