Gecenin geç vaktinde akrep ile yelkovanın çığlığı ile uyandım. Öfkeliydim hatta içimde patlamaya hazır bir volkan vardı. Hırsla döndüm akrep ile yelkovana “zaten zor uyuyorum, birde bitmek bilmez ağrılarım. Sizin benimle zorunuz ne ?”Hüzünlü ifadesi ile işaret ettiği yere baktım. Dünden kalma hayal kırıklıklarım umutlarımla kavga ediyordu. Hatta az daha uyanmasam birbirlerini boğazlayacaklardı. Özür dilermişçesine baktım akrep ve yelkovana. Alışıktılar bu hallerime oysa… Zorda olsa uyandığım yerden doğruldum. Düşüncelerimden ördüğüm kağıdın içine koydum onları. Buruşturup fırlattım bir köşeye. Eskiden olsa oturup saatlerce tartışırdım onlarla. Ama artık hiçbir şey hissetmiyor, yaşamın gittikçe manasızlaştığını seziyordum. Bir gün benliğim elinde bavulu ile karşıma çıktığında nefretimle boğmuştum onu. Şimdi ise kuytu köşede biriktirdiğim birkaç nefesle hayatta kalmaya çalışıyordum.
Günlerdir hatta belki aylardır kaldığım bu odanın bile ruhu ölmüştü. O da dayanamıyordu yalnızlığa. Yalnız değildik oysaki büyükçe bir penceremiz vardı. Oradan gökyüzündeki kuşlarla haber yolluyorduk meçhule doğru. Dümdüz beyaz bir masamız vardı. Aramızdan en hırçını oydu. Neymiş durmadan kirletiyormuşuz onu… Televizyonumuz bile vardı. Çok açmazdık onu. Kokuşmuş insan nefislerini odaya dolduruldu hep. Ama en önemlisi Hasan’ım vardı. Aslında kendisi bir hamam böceği. Ama alınmasın diye Hasan koyduk adını. Tek yaptığı masanın üzerindeki tahta kalemi kemirmek. Sıkılmasın diye küçük bir hamak yaptım ona peçetelerden. Odadakilerle tartıştığımız bazı geceler huzursuzlanmasın diye sallıyorum onu hamakta.
Gün geçtikçe biraz daha eksiliyordum kendimden. Ağrılarım çoğalıyor, öksürük nöbetleri bitmek bilmiyor, kafamın içinde filler tepiniyordu. Ama aslında beni bitiren manevi hastalıktı. Ruhuma yapışmış kara bir leke vardı. Huzursuzluk zihnimin içinde oyunlar oynuyordu bana. Kabuslarla uyanıyordum uykularımdan. Gözyaşlarımla besliyordum rüyalarımı… Gelen oluyor tabi arada. Koca maskeli insanlar. Bir düzine ilaçlar, kontroller, tahliller… Ben iyiyim demek istiyorum onlara. Asıl sıkıntı ruhumda. Ruhum sökülmüş de doktor bey dikemez misiniz ? Olmaz öyle şey bey amca bu çok sökülmüş, sen en iyisi toptan sök başka bir şey örersin…
Hasan’ın anlattığına göre Dünya üzerindeki son korona hastasıymışım. Peh diye gülüyordum suratına. Koronadan asırlar geçti Hasan neler uyduruyorsun böyle. Ben sadece bir gece çok ateşlendim. Ondan beni burada tutuyorlar. Devasa bir yangına sebep olabilirim. Hasan umutsuzca gülüyor bana.” Sonun yaklaşıyor babalık” diyor, bana da bir kısmet bulamadın .Ne sonu Hasan ben yeni bir başlangıç yapacağım diyorum. Dalga geçercesine kafa sallıyor . Sonun başlangıcı desene sen ona…
Merhaba,
Bu akrep ve yelkovanın yeni ve görevinin edebiyatı katır kıtır katletmek olduğunu düşünüyorum :) Sizin öykünüze de bulaşmışlar. Bence hiç gecikmeden ilaçlamaya başlayın :))
Z harfi büyük olmalı :)
Ağrılarım var diyebilirsiniz
soru işaretinden önce boşluk olmamalı :)
Zamanla ''miçesine''lerin hakkında şöyle düşüneceksiniz. Özür dileme hadisesi ile muvaffak olmuş bir kelimenin aslında bunu bir türlü beceremediği. Neden çünkü mişçesine diye bir şey yapıştı sırtına kelimenin. Özür dilermişçesine değil de direk özür dileyerek baksa nasıl olurdu sizce :) ?
da ayrı olmalı
benliğim ifadesi romantik bir kelime olmasa da insanın ruh dünyasını kolay sahiplenen bir kelime olduğu için edebiyatımızda romantikleşmiş maalesef. Ve romantiklik metinlerde iyi bir şey değildir. Benliğim yerine yine aslında benlik olan ''kendim'' gelse sizce de daha güzel olmaz mı :) ?
Çok beğendim :)
Bitmiş cümlelerin sonuna üç nokta koymasak :( İlle de orada bir duygu yoğunluğu hissettirmeye çalışıyorsak bunu cümlelerle yapmalıyız bence, noktalama işaretleri ile değil.
Nefisleri mi, nefislerini mi? Doldurdu mu, dolduruldu mu? Nefis mi, nefes mi? Bu cümlede bir düşüklük var ama hangi kelimede olduğunu çözemedim.
Hamak kelimesini bir hamamböceğinin kullanımına sunmak, güzel fikir :)
:) maşallah. Çok güzelsiniz. Kahramana selamlarımı iletin.
:) tamamlanıyor çünkü
hastalığımdı tarzı bir kullanım cümle düşüklüğünü engelleyecektir
Bu cümle de yukarıdaki yorumumda bahsettiğim romantiklikle alakalı.
cümle bittiği halde neden üç nokta kullanmayı tercih ettiniz?
Aslında cümle bitmiş gibi ama kendi içimde bitemiyor bir türlü . Bunu hissettirmek için koymuştum :)
Bu cümle italik yazılsa daha güzel durur burada.
Ah üç noktalar.
:) hoş.
Bu cümleyi beğendim.
:) burada sesli güldüm.
Metnin biçimsel yönünü oluşturmada ve bazı cümlelerde biraz hatalar var. Karakterin eşyalarıyla olan konuşmaları ve zihninden geçen düşünceler öyküye güzel bir hava katmış. Emeğinize sağlık :)
Daha yeni başlıyordu öykü yahu, ne çabuk bitti. Ani bir final ve bence fazla kısa bir öykü. Anlatmak istediğiniz şey için en azından. Diğer bölümlere yorumlarımı zaten iliştirdim. Yazdıkça kendinize has bir anlatım tarzı geliştirebileceğinizi düşünüyorum, biraz daha üstüne düşmeniz gerekiyor belki :) Nice öykülerinize, emeğinize sağlık.
Öncelikle çok teşekkür ediyorum . Yorumlarınız bana çok şey katıyor :) İnşallah yazdıkça daha çok açılabilirim :) Diğer yorumlarınızı da okudum tek tek . Ve evet üç noktalarla başımız belada :) ...
Merhaba, öykünüzde çok fazla imla hatası var. Cümle düşüklüğü de yapıyorsunuz. Bunun için öyküyü yazdıktan sonra birkaç saat dinlenip sonra tekrar okuyabilirsiniz. Bu okuma ile eksikleriniz kendi gözünüze daha fazla çarpar. Bunun dışında emek verdiğiniz farklı bir öykü olmuş. Elinize sağlık, bir sonraki öykülerinizi merakla bekliyorum :)
Merhaba öncelikle yorumunuz için teşekkür ederim . Gerçekten küçüklüğümden beri asla öğrenemedim imla kurallarını . Çok büyük bir eksiklik .Düzeltmeye çalışacağım ve tavsiyenize de kesinlikle uyacağım :)
Elinize sağlık öncelikle. :) İnşallah daha iyi öyküler de okuruz zamanla. Yaşlı amca gelene kadar kahramanınız yaşlı amca belirtileri taşımıyordu. Öyküye kendiniz çok fazla dahil olmuşsunuz. Biraz daha geri çekilmek gerekiyor :)
Merhaba Derya abla öncelikle sana gerçekten teşekkür etmek istiyorum yorumların benim için çok değerli tek tek okudum . Ve gerçekten de çok şey kattı bana yorumların .Daha çok yeniyim ve kendime has bir üslup yakalamaya çalışıyorum :)
:) Edanurcum kaç yaşındasın acaba sorsam ayıp olur mu ? İstersen watsaptan da yazabilirsin. Daha yeniysen öykülerine daha çok çalışalım o zaman. Çok daha güzel olacağından eminim. Çünkü güzellikler var öykünde. Şimdi yazdığın cevabın ilk cümlesine bakalım tekrar. '' Merhaba Derya Abla Öncelikle sana gerçekten teşekkür etmek istiyorum.'' Şimdi zaten bunu söyleyerek teşekkür etme eylemini gerçekleştiriyorsun ya o yüzden bunu şöyle söylemen gerekiyor. Merhaba Derya Abla öncelikle sana gerçekten teşekkür ederim. :))) Bana teşekkür etmeni vurgulamıyorum burada biliyorsun demi :) Yani eylemi kahramanın gerçekleştirsin. Diye düşünmesin mesela, teşekkür etmek istemesin, onu yapsın.