Labirent

Mevlüde Şahin

Her zaman işe gidip geldiğim yoldaki caddede acele adımlarla yürüyorum. Ne için acele ettiğimden emin değilim .Elimde bir torba muz, sıkı sıkı tutmuşum. Ama ne için tuttuğumdan da emin değilim. "Muzları böyle sıkı tutmamın mutlaka çok önemli bir sebebi olmalı" diyorum. İşe geç kalmamak için acele ediyorsam, elimdeki bu muzlar ne alâka? Nedenini bilmiyorum, tek bildiğim bu muzların çok önemli olduğu. Derken köşe başında Ethel hala ile karşılaşıyorum. Çok garip yaklaşık yirmi yıldır hiç görmemiştim onu.

Uzun zamandır görüşmemiş olmanın verdiği tedirginlikle:

"Merhaba Ethel hala, neredeyse yirmi yıldır görmemiştim seni" diyorum.

Ben çok şaşırıyorum ama nedense o hiç şaşırmıyor. Belki de beni tanıyamıyor.

Elimdeki torbaya işaret ederek

"Muzlara dikkat et " diyor.

Söylediği şeyi anlamaya çalışarak gülümsüyorum. Başımı sallayarak

"Biliyorum "diyorum. "Bu muzlar çok önemli"

İş yerine varana kadar Ethel hala ile yürümeye karar veriyorum. Ethel hala ile yavaş yavaş, sorunsuz bir şekilde yürürken işe çok geç kaldığımı fark ediyorum. Hızla köşe başından dönerek, dar sokakta bir fil ile karşılaşıyoruz.

Fil bana doğru yaklaşıp elimdeki muzları hortumuna tıkarken, ben Ethel halaya Manchester'in neresinde yaşadığını soruyorum.

Nedense karşımda duran file hiç şaşırmıyorum. Bu garip bir durum.

Hayır, belki de garip değildir diye düşünüyorum. Fil,sokakta gördüğü başka şeyleri de hortumuna tıkamaya başlıyor.

Ethel hala,

"Sen acele et ,işe geç kalacaksın . Hem sabahın nuru, ben kendim giderim"

File kaptırdığım muzları düşünerek kaygılanıyorum."Muzlar gerçekten önemliyse …"

Bir hışımla uyanıyorum.

~ ~ ~

Rahat bir nefes alıyorum. Hepsinin bir rüya olmasına şükrediyorum . Ne kadar garip bir rüyaydı. Filler, muzlar ve Ethel hala arasındaki bağlantıyı merak ediyorum. Gözüm açık kalmış radyoya takılıyor, otomatik radyo saat yediyi gösteriyor. Dikkatlice tekrar bakıyorum saate, yediyi on geçiyor. Hemen kalkıyorum yataktan. Her sabah yaptığım gibi duşa girip bir yandan radyoyu dinlemeye çalışıyorum. Çok iyi duyamıyorum radyoyu. Ama yerel radyoda sirkten kaçmış bir fille ilgili haber yapılıyor. İnanılmaz bir tesadüf bu. Ama uyurken radyoda bu haberi duymuşsam, bu yüzden rüyamda fil görmüş olabilirim.

Önce bir kahve içip hemen işe gitmek için hazırlanıyorum. Üç yıldır bir film şirketinde çalışıyorum. İşimiz filmler için çeşitli fikirler, senaryolar üretmek. Senaryo istenilen kıvama gelince film çekilmek üzere hazırlanıyor. Gördüğüm rüyadan esinlenerek Manchester'da bir filin yaşam öyküsünü anlatan bir film düşünüyorum.

Evden çıkmaya yakın mutfak masasındaki notu fark ediyorum. Not karımdan, gülümsüyorum. "İşten dönerken muz almayı unutma canım " yazıyor.

Notu yazdığı çok iyi olmuş çünkü daha şimdiden tamamen aklımdan çıkmıştı. Kendisi diyette olduğundan çok fazla,hatta çılgınlar gibi muz yiyor.

Çalışırken her şeyi unuttuğumu bildiğimden, dönüşte muzu hatırlamak için notu cebime koyuyorum. Evden çıkıp yürümeye başlıyorum. Birden telefonum çalıyor. Arayan annem.

"Merhaba Can" diyor.

"Merhaba anne. Ne oldu, Neden aradın? "

"Üzücü bir haberim var malesef. Ethel halayı hatırlıyor musun? "diyor titrek bir sesle.

"Biraz hatırlıyorum" diyorum "ama neredeyse yirmi yıldır görmedim onu".

"Çok yaşlandı" diyor "Bir gece ansızın öleceğinden korkuyorum ve çok hasta. Doktorlar birkaç haftaya ölebileceğinden bahsediyor."

"Çok üzücü" diyorum. Kapatıyor.

Yine ordayım.Rüyamda gördüğüm sokakta. Bir an işe geç kalacağımı fark ediyorum. Bir yandan düşünüyorum. Uyandığımdan beri olanlar; Ethel Hala, muz ve fil. Bunların rüyamın aynısı olduğunu fark ediyorum. Bu oldukça garip durum hakkında düşünmeye başlıyorum. Birden daha yavaş yürüdüğümü fark edıyorum. Ve ayağımı kaldırıp baktığımda sıcaktan erimiş yapışkan bir şekerleme görüyorum .Şekerleme ayakkabıma yapışmış.Hızlı yürümeye çalıştıkça daha yavaş ilerliyorum. Kol saatime bakıyorum. Saatin ters yöne gittiğini fark ediyorum. "Bu durum iyi oldu" diye düşünüyorum. Saat terse gittiğine göre, işe geç kalmayacağım. Henüz işe gitmek için erken, geç değil. Henüz erken. Geç kalmayacağım. Sonra kan ter içinde uyanıyorum. Tekrar rüya görmüşüm.

Garip. Gerçekten çok garip. Kaldığımdan emin olmak için kendimi çimdikliyorum.

"Ah" çimdiğin acısını hissediyorum.

Demek ki uyanığım. Henüz erken diyorum. Geç kalmamışım. Radyodaki alarm daha çalmamış.Saate bakıyorum, altı buçuğu gösteriyor. Karımın evde olduğunu fark ediyorum. Yanına gidip

"Evde yeterince muz var mı? " diye soruyorum.

Bana delirmişim gibi bakıyor.

"Ne demek muz var mı? "

"Yaptığın diyette çok fazla muz tüketmen gerekmiyor muydu?"

" Ne diyeti, ne muzu? Hiçbiri yok " diyor.

"Sence benim diyete ihtiyacım mı var? "

"Şişman mıyım? "

"Hayır öyle değil. Peki fil hakkında birşey duydun mu?

"Fil derken? "

"Sirkten kaçan fil hakkında "

"Canım Manchester'da sirk yok, haliyle fil de.. Neden bu kadar stresli, muzdaripsin?

Yeni film için çok çalıştığını bilmiyorum ama şuan sadece eve odaklan ve sakinleş lütfen. "

"Haklısın sanırım, ben bir annemi arayayım. "

"Saat altı buçukta mı? Neden? "

"Önemli bişey yok, zaten bugün işe gitmeyeceğim. Sakin bir kafayla arayıp görüşeyim. "

Vakit kaybetmeden arıyorum.

"Alo anne! "

"Can neden bu kadar erken kalktın sen? "

"Ethel halayı hatırlıyor musun anne? "

"Tabi ki hatırlıyorum, ama yaklaşık yirmi yıldır görüşmedik onunla. "

"Peki durumu nasıl? "

"Hiçbir fikrim yok. Peki sen neden yirmi yıl sonra Ethel hala için endişelendin?

"Hiçbir sebebi yok. Hoşçakal anne. "

Bir bardak çay içip yatağıma dönüyorum. Karım haklı. Biraz rahatlayıp bu sakin günün tadını çıkarmalıyım.

Derken patron arıyor,

"Bugün çok iyi değilim patron. Yeni projeyi çok stres yaptım"

"Yazık! Bense sana çok heyecanlanacağın yeni bir projeyle gelmiştim. Bu iş senin hakkın zaten. Çok aksiyonlu harika bir iş.

Dinle şimdi beni. Büyükşehirde fillerin olduğu bir sirk organize edeceğiz. Radyoaktif ışınlara dayanıklı, delirmiş gibi muz yiyen filler olacak. Filleri durdurmamız gereken durumlarda yapışkan şeker kamışları kullanılacak. "

"Şimdi anlıyorum her şeyi. Peki Ethel hala?"

"?" cevap yok

Telefonu kapatıyorum.

Gözlerim açılıyor, bu kez gerçekten uyanmış olmayı ümit ediyorum.