*ciddi anlamda kötü bir hikaye oldu;)
KARIŞIK RÜYALAR, KARMAKARIŞIK GERÇEKLER
İş yerine giden yolda acele ile yürüyordum. İşe gidip gitmeme konusunda emin değildim.
Elimde muz tutuyordum. İş konusunda hala emin değildim. Muz birçok sebepten çok önemliydi. Muzun işimle bir alakası vardı, geç kalıyordum, acele etmeliydim. Muzun çok önemli olmasının nedenini bilmiyor değildim. Köşe başında Ethel Hala ile karşılaştım. Çok garip, yaklaşık yirmi yıldır görmememe rağmen tanıdım.
"Merhaba" dedim. "Seni yirmi yıldır görmüyordum Ethel Hala."
Ben çok şaşırdım. O da çok şaşırdı.
"Muza dikkat et, bir şey olmasın" dedi. Güldü, muzun çok önemli olduğunu o da biliyordu.
Ethel Hala kararlı bir şekilde yürüyordu, ben hala işe gidemedim.
Geç kalmam sorun değilmiş gibi yavaş çok yavaş yürüyordum.
Köşeyi döndük, sokağın başında bir fil vardı.
Siz nerede yaşıyorsunuz bilmiyorum ama Manchester da bir filin yolu tıkaması garip bir olaydır. Aslında garipti ama ben çokta şaşırmadım. Hayır, bu imkansız bir şey diye düşünmeye başladım. Gerçekten de fil sokağı tıkamıştı ve bu bambaşka bir şeydi. Hem de bu sabah işe geç kalıyordum, Ethel Hala' ya acele etmem gerektiğini söyledim. Muzun önemli olduğunu hatırlayıp kaygılanmıştım. Uyandım…
Rahat bir nefes aldım. Çok şükür rüyaymış diye düşündüm. Garip bir rüyaydı. Rüyanın bana verdiği işareti merak ettim; filler, muzlar, Ethel Hala. Radyo açıktı. Otomatik radyom saat 7 de açılırdı. Saate baktım. Yediyi on geçiyordu. Hemen kalktım. Duşa girdim, radyoda sabah haberleri veriliyordu. Çok iyi duymuyordum. Ama yerel sirkten filin kaçması hakkındaki haberi duymuştum. Bu inanılmaz bir tesadüftü. Ama galiba tesadüf değildi, haberi uyurken de radyoda duymuştum. Bu yüzden rüyamda fil görmüştüm. Hemen giyinip işe gitmeliydim, önce kahvemi içtim. Bir film şirketinde çalışıyorum. Gördüğüm rüya, çekilecek filmler için bir fikir olmuştu bana. Önce senaryosu yazılıp sonra filmi çekilebilirdi. Filmin adını bile düşündüm Manchester'da Fil.
Mutfak masasında bir not vardı. Karımdan. "İşten dönerken muz almayı unutma" yazmıştı. İyi ki bu notu yazmış çünkü ben tamamen unutmuştum. Çılgın bir diyet yapıyor bu yüzden çok muz yiyordu. Dönüşte bunu hatırlamaya çalışacaktım. Çıktım ve yürümeye başladım. telefon çaldı. Arayan annemdi.
"Merhaba anne" dedim. "Neden aradın?"
"Üzücü bir haberim var" dedi. "Ethel Halanı hatırlıyor musun?"
"Biraz" dedim. "Ama yirmi yıldır görmüyorum."
"Çok yaşlı. Bir gece ölüp kalmasından korkuyorum. Çok hastaymış. Birkaç hafta önce bahsetti bana." dedi.
"Üzücü" dedim.
Oradaydım. Rüyamda yürüdüğüm sokakta. İşe geç kalıyordum. Düşündüm. Ethel Hala, muzlar, filler. Bu durumun, gördüğüm rüyanın aynısı olduğunu farkettim. Bunun hakkında çok düşündüm. Daha yavaş yürüdüğümü farkettim. Ve sıcaktan erimiş yapışkan bir şekerleme gördüm. Ayakkabıma yapıştı. Daha hızlı yürüdüğüm halde yavaş ilerliyordum. Baktım. Saat tersine gidiyordu. "İyi" diye düşündüm. "Saat tersine gidiyor. Henüz geç değil. Erken. İşe geç kalmıyorum. Vakit daha erken. Geç kalmıyorum." Sonra uyandım. Tekrar…
Garip. Çok garip. Öylece kaldım ve kendime çimdik attım, emin olamadım bir daha çimdik attım. "Ah" çimdik canımı acıttı. Demek uyanıktım. Saat henüz erkendi. Geç kalmıyordum. Radyonun alarmı daha çalmamıştı. Saat altı buçuk. Karım evdeydi.
"Yeterince muz var mı?" diye sordum ona. Bana delirmişim gibi bakıyordu.
"Ne diyorsun?" diye sordu.
"Yaptığın diyetin çok muz gerektirdiğini düşündüm..." dedim.
"Ne demek istiyorsun hiçbir fikrim yok." dedi. "Sence diyete mi ihtiyacım var? Şişman mıyım ben?"
"Hayır hiç şişman değilsin. Fil hakkındaki haberi duydun mu?" dedim.
"Fil?"
"Fil. Sirkten kaçan fil."
"Manchester' dayız. Burada sirk yok. Fil de yok. Streslisin, işten mi muzdaripsin? Yeni film için çok çalışıyorsun. Bence bugün işe gitme sadece evde kal, sakin ol." dedi
"Haklısın" dedim. " Anneme telefon edeyim"
"Neden? Saat daha altı buçuk." dedi.
"Önemli bir şey yok." dedim.
"Ben işe gidiyorum. Dönünce görüşürüz. Bugün sakin kalmaya çalış" dedi.
"Tamam" dedim.
Annemi aradım.
"Anne." dedim.
"Can. Neden bu kadar erken aradın?" diye sordu.
"Ethel Hala' yı hatırlıyor musun?"
"Tabii hatırlıyorum. Yaklaşık yirmi yıl önce görmüştüm." dedi
"O nasıl?" diye sordum.
"Bir fikrim yok. Yirmi yıldır görmüyoruz Ethel Hala' yı, neden sordun? Endişelendim." dedi.
"Hiçbir şey yok. hoşça kal" dedim.
Çay koydum. Yatağıma döndüm. Karım haklıydı. Rahatlayıp, sakin olmam gerekiyordu bugün. Patronu aradım.
"Bugün çok iyi değilim, müsadenle işe gelmesem. Yeni proje çok stres yaptı." dedim.
"Yazık oldu. Çok heyecanlı yeni bir fikrim vardı. Bu yeni proje hakkında. Bir aksiyon filmi. Harika bir proje. Dinle. Büyükşehirde bir fil sirki filmi. Radyoaktif bir muz var, delirmiş. Onu ancak yapışkan şeker durduruyor." dedi.
"Anladım. Peki Ethel Hala?" diye sordum.
" ? " anlamadı. Telefonu kapattım. Uyanmayı ümit ederek...