Bir Garip Rüya

Tuğba Uzunosmanoğlu

7. Hafta / Enteresan bir çalışma

BİR GARİP RÜYA

İşim uzadığı ve geç kaldığım için kestirme yol olan ana caddede aceleyle yürüyorum. Vaktinde ulaşabilecek miyim emin değilim. Hazırladığım muzlu pastanın kutusunu elimde tutmakta zorlanıyorum. Eminim, bekledikleri büyüklük bu değil. Pastayı muzlu yapmamın sebebi, sipariş veren kişinin bunun çok önemli olduğunu söylemesiydi. Geç kalmamın sebebi ise muz bulabilmek için aceleyle alakasız yerlere bakmamdı. Pastanın neden ille de muzlu olması gerektiğini bilmek çok da önemli değil ama merak ediyorum. Böyle düşünüp yürürken köşe başında Ethel Hala ile karşılaşıyorum. Yaklaşık yirmi yıldır evinden fazla çıkmayışından dolayı onu böyle işlek bir caddede görmek çok garip.

“Merhaba Ethel Hala, senin yirmi yıldır evden dışarı çıktığını görmemiştim” diyorum.

“Şaşırmana şaşırmadım” diyor o muzip gülümsemesiyle.

“Muzlu pastayı dikkatlice götürmeliyim” diyorum. Benimle ilgili önemli bir detayı bildiği için gülmeye başlayıp, ekliyor “Muzu çok da sevmezsin” Ethel Hala benimle yürümeye karar veriyor, işe vaktinde yetişemeyeceğimi düşünüp biraz tedirgin oluyorum. Onun çok yavaş olan adımlarına ben de yavaşlayarak katılıyorum, ama geç kalırsam büyük sorun olacağını da biliyorum. Köşeyi döndüğümüzde sokağın ortasında bir fil olduğunu görüyoruz. Fil yüzünden trafik neredeyse kitlenmiş durumda. Manchester’da daha önce böyle garip bir olay yaşanmamıştır herhâlde. “Çok garip değil mi?” diye sorduğumda, Ethel Hala hiç şaşırmamış gibiydi. “Hayır. Düşündüklerimden daha garip değil.” Söylediğine aldırmadan “bu sokak fil yüzünden tıkanmış, başka yerden gidelim” diyorum. Geç kaldığımdan acele ediyorum, bunu anlayan Ethel Hala “sen hızlan hem ben sabah kahvemi içicem şu kafede” diyor. “Bu muzlu pastayı ulaştırmam önemli, ondan kaygılanıyorum.” Derken uyandım.

Rahat bir nefes aldım. Şükür ki, rüyaymış diye düşündüm. Yine de bayağı garip bir rüyaydı. Ethel Hala, filler, muzlar… Bu rüya neyin nesiydi böyle, merak uyandırıcı. Radyo açılmış, sesi geliyor. Radyom otomatik olarak saat altı buçukta açılır. Ne zamandır çalışıyor diye saate baktım. Yediyi on geçiyor, fazla olmamış. Hemen kalktım. Duşa girmek için banyoya geçtiğimde radyodaki habere kulak kabarttım. Çok iyi duyamadım. Ama yerel sirkten kaçmış bir fil hakkındaydı haber. İnanılmaz bir tesadüftü bu. Fakat haberi uyurken radyoda dinlemiş olabilirdim. Bu yüzden de rüyama fil girmiş olabilirdi. Hemen giyinmeli ve işe gitmeden önce sert bir kahve içmeliydim. Bir film şirketi ile önemli bir toplantım vardı bugün. Yeni filmleri için harika fikirler bulmuştum. Senaryoyu beğenirlerse hemen film çekimlerine başlayacaklardı. ‘Manchester’da sirkten kaçan fil’ diye bir senaryo nasıl olur diye düşünüp, güldüm.

Mutfağa geçtiğimde masadaki notu gördüm. Karım bırakmış olmalıydı. “İşten dönerken muz almayı unutma!” İyi ki not yazmış, çünkü bu yoğunlukta tamamen aklımdan çıkabilirdi. Çokça muz yenen, çılgınca bir diyet yapıyordu ve almadan eve gelsem büyük sıkıntı olurdu. Çalışma zamanım geldi, dönüşte hatırlarsam alırım. Evden çıkıp yürümeye başladım. Cep telefonum çaldı. Arayan annemdi, sevindim. “Merhaba anne, dün neden aramadın, merak ettim.” dedim. “Üzücü bir haber aldım” dedi, “Ethel Hala’nı hatırlıyor musun?”. “Biraz” dedim, “ama yirmi yıldır görmedim”.

“Çok yaşlandı artık. Dün gece hastaneden aradılar, öldü sanıp korktum, kötüleşmiş sadece. Çok hastaydı epeydir. Birkaç hafta önce bahsetmiştim, unuttun mu?”

“Anımsayamadım, ama üzüldüm” dedim.

Telefonu kapattığımda orada olduğumu fark ettim. Rüyamda yürüdüğüm sokakta. İşe geç kalmıştım yine. Düşündüm de Ethel Hala, muzlar, filler… Bütün bunların rüyamın aynısı olduğunu fark etmek ürküttü beni. Bunun hakkında çok düşünmemek daha iyi. Zihnimin çok yorgun olduğunu fark edip, daha yavaş yürümeye başladım. Son adımımda ayağımı kaldırmakta zorlandım ve sıcaktan erimiş yapışkan bir şekere bastığımı gördüm. Ayakkabımın tabanına yapışmıştı. Ayağımı yavaşça kaldırıp ilerlemeye çalıştım ama olmadı, ben de daha hızlıca çekip yürümeye devam ettim. Saatime baktım. Yelkovan ters yönde gidiyordu. “İyi oldu” diye düşündüm. “Saat ters yöne gidiyor. Geç değil. Erken bile. İşe varmak için geç değil. Saat daha erken. Geç kalmıcam.” Diye söylenip sonra uyandım. Tekrar mı rüya?

Bu garip. Hem de çok garip. Kalktım ve emin olmak için kendime bir çimdik attım. “Ah” çimdik acıttı. Demek ki uyanığım. Saate baktım erken. Geç kalmadım yani. Radyo alarmım daha çalmamış. Saat altı buçuk, birazdan çalar. Kalkıp evde karıma bakındım, mutfaktaydı. “Yeterince muz var mı? diye sordum ona. Bana delirmişim gibi baktı. “Yeterince muz da ne demek?” diye sordu. “Diyetin için çok muz gerektiğini söylemiştin ya, onu düşündüğümden…” diye geveledim. “Hiçbir şey anlamadım, ne demek istiyorsun?” dedi, “Sence diyete ihtiyacım mı var? Şişmanladım mı?”. “Hayır tabi, hiç de yok.” dedim. “Kaçan fil hakkındaki haberi duydun mu?” diye sorarak konuyu değiştirmeye çalıştım. “Fil mi?” dedi. “Evet, sirkten kaçan fil.”

“Manchester’da sirk yok canım. Aşırı stresten muzdarip mi oldun? Yeni film için çok çalıştın tabi. Sakinleş biraz, evde dinlen bugün sadece”

“Haklısın”, “Anneme telefon etmeliyim ama”.

“Neden arayacaksın, saat altı buçuk daha.”

“Önemli bir şey yok, ama aramalıyım”

“İşe gitmeliyim. Bugün kimseyle görüşmeden sakince evde dinlen lütfen.”

“Tamam” deyip annemi aradım.

“Anne?”

“Ne oldu canım? Bu kadar erken aramazdın.”

“Ethel Hala’yı hatırlıyor musun?”

“Tabii. Ama yaklaşık yirmi yıldır görmedim…”

“Nasıl acaba?”

“Bir fikrim yok. Yirmi yıldır görmediğimiz Ethel Hala nerden aklına geldi? İyi misin, endişeleniyorum.”

“Hiçbir şeyim yok. Neyse Hoşça kal”

Çay içmeliyim. Yatakta dönüp durmak boşuna. Karım haklı. Bugün evde sakinleşip, rahatlamalıyım. Patronu arasam iyi olacak.

“Bugün çok iyi değilim. Yeni proje için çok stres yaptım ve başım çatlıyor.”

“Çok yazık. Heyecan verici yeni bir fikrim vardı senin için. Bunu kullanmak senin hakkın. Müthiş aksiyonlu. Harika fikir. Dinle şimdi. Büyükşehir sirkinden fil kaçmış. Radyoaktif madde içeren muz yediği için delirmiş çünkü. İnsanların üzerine doğru koşarken, yapışkan bir şekere basmasıyla durdurulmuş.”

“Herşeyi anladım da... Peki Ethel Hala?”

“?”

Telefonu kapattım. Rüyamın bitmesini ve uyanmayı ümit ediyorum sadece.