İşe geç kaldığım için caddede aceleyle yürüyorum, her zaman geçtiğim yollar karman çorman yolları düzeltemiyorum. Neredeyim, emin değilim başım da ağrıyor.
Elimde muz tutuyorum yoksa tutmuyor muyum? Zihnim farklı boyutta. Düşüncelerim silik, hiçbir şeyden emin olamıyorum. Hiçbir varlığa anlam veremiyorum, belki muz çok önemlidir ama bir sebep bulamıyorum. İşe geç kalıyorum doğru yolu bulup acele etmeliyim, muzun durumumla alakası yok. Galiba hepten çıldırıyorum, muz neden çok önemli ki, kafamda bu saçmalıkların ne işi var? Şimdilik bilmesem daha iyi. Doğru yolu sonunda buldum derken köşe başında Ethel Halayla karşılaşıyorum. Bugün tüm gariplikler peşimde oysaki Ethel Halayla yaklaşık yirmi yıldır görüşmüyordum.
Ethel Halaya merhaba, seninle yirmi yıl sonra karşılaşmak garip bir tesadüf değil mi diyorum. Ben onu gördüğüme şaşırıyorum ama o, bu zamanı bekliyormuş gibi hiç şaşırmıyor. Ethel Hala, elimdeki muza bakarak dikkat et kaybetme diyor. Muzun çok önemli olduğunu o da biliyor ama sebebini sormuyorum, sadece gülüyorum. Ethel Halayla ben eski günleri konuşa konuşa iş yerine kadar yürüyoruz. Ama onun yavaş yürümesi sorun, işe geç kalıyorum. İçimden istemeyerek çok yavaş çok yavaş diye tekrar ediyorum. Köşeyi dönünce sokaktaki bir fili görüyoruz, bunlar zihnimin bana bir oyunu olmalı diye geçiriyorum içimden.
Yoksa Manchester'ın orta yerinde filin ne işi var? Kocaman gövdesiyle yolu tıkıyor nerede yaşıyorsunuz siz diye soruyorum file, yaptığım oldukça garip. Ve ben artık garip bir şekilde bu saçmalıklara çok şaşırmıyorum. Hayır, daha çok düşünüyorum, olanları yerine oturtmaya çalışıyorum. Başka bir sokağa sapıyoruz ve bir filin daha sokağı tıkadığını görüyorum.
Hem sabah Ethel Halayla karşılaşıyorum hem de geç kalıyorum, acele et diyorum ona. Sonra muzun neden önemli olduğu hakkında kaygılanıyorum. Uyanınca rüya olduğunu anlıyorum ve rahat bir nefes alıyorum. Şükür ki, rüyaymış ama düşünmeden de edemiyorum. Dehşet, garip bir rüyaydı. Neden böyle bir rüya gördüm merak ediyorum. Filler, muzlar, Ethel Hala ne ararsan var içinde.
Radyonun sesini duyuyorum açık kalmış. Otomatik saate bakıyorum saat yedi. Yediyi on geçiyor. Hemen yataktan kalkıyorum. Havluyu ve giyeceğim kıyafeti hazırlayıp duşa giriyorum, radyodaki haberin sesi geliyor. Çok iyi duyamasam da dinliyorum. Ama haberde yerel sirkten bir filin kaçtığı hakkında bir şeyler söyleniyor, rüyamla haberin inanılmaz derecede benzemesi büyük tesadüf. Ama sonra aklıma uyurken radyodan bu haberi duymuş olabileceğim geliyor. Demek ki bu yüzden rüyamda sokakları tıkayan kocaman filler gördüm. Duştan çıktıktan sonra hemen giyiniyorum, işe gitmeden önce kendime bir kahve yapsam iyi olacak.
Bir film şirketinde çalışıyorum, filmler için yaratıcı fikirler bulmam gerekiyor. Senaryolar yazıyorum sonra o senaryolara film çekiyoruz. Manchester' da sokaklarda fillerin rahat rahat gezdiği bir film çeksek nasıl olur diye düşünüyorum.
Kahvemi içerken mutfak masasındaki notu fark ediyorum. Nottaki karımın yazısı. Notta işten dönerken muz almayı unutma yazıyor. İyi ki bu notu yazmış çünkü ben muz almayı tamamen unutmuştum. Yaptığı diyetten dolayı o, çılgınca muz yiyor. Her işten dönüşte muz almayı hatırlamak için çok çalışıyorum. Evden çıkıp yürümeye başlıyorum. Biraz sonra telefonum çalıyor. Arayan annem. Telefonu açıp merhaba, neden bu saatte aradın anne diyorum.
“Üzücü bir haber var, sen Ethel Halayı hatırlıyor musun ?” diyor annem.
“Biraz hatırlıyorum ama görmeyeli yirmi yıl oldu, neden ki?” diyorum.
“Çok yaşlı Ethel Hala diyor annem. Bir gece ölmesinden korkuyorum. Birkaç haftadır çok hasta olduğundan bahsediyorlar.” Üzücüymüş gerçekten diyorum anneme sonra dalıyorum.
Ses etmeyince orada mısın diyor annem. Telefonu kapatıp sokakta yürümeye devam ediyorum. İşe geç kaldım mı diye düşünüyorum. Olanların aynı rüyamdaki gibi olduğunu fark ediyorum, Ethel Hala, muzlar, filler hepsi var. Böyle bir şeyin nasıl olabileceği hakkında çok düşünüyorum. Bu benzerliği fark edince ister istemez daha yavaş yürüyorum. Ve birden yerde sıcak, yapışkan şekerlemeler olduğunu görüyorum. Hay aksi ayakkabıma yapışmış iğrenç şey. Bunu boş vermeliyim şimdi yavaş ilerliyorum, daha hızlı olmalıyım yoksa işe geç kalabilirim. Saate bakıyorum, saat daha yedi olmamış tersine gitmiş sanki. İyice düşünüyorum, nasıl oluyor bu? Uyandığımda saat yediyi on geçiyordu saat gerçekten tersine gitmiş. İşe geç kalmamışım daha erken. İşe gitmeme geç değil. Saat oldukça erken. Yani işe geç kalmadım beynimde hep bu cümleler yankılanıyor. Sonra bir ses yüzünden uyanıyorum. Yani tekrar uyanıyorum. Yine rüyadaymışım, garip. Gerçekten her şey çok garip. Yataktan kalkıp şimdi rüyada mıyım diye emin olmak için kendimi çimdikliyorum. Ah, çimdik acıttı. Demek ki artık uyanığım. Saat erken, işe geç kalmamışım. Radyonun yanındaki alarm daha çalmamış. Saate bakıyorum, daha altı buçuk. Karım evde, mutfaktan sesi geliyor. Yanına gidip ona evde yeterince muz var mı diye soruyorum o ise bana deliymişim gibi bakıyor.
“Bu ne demek” diye soruyor.
“Diyetinin için çok muz gerektiğini düşünüyordum.”
“Diyet ne demek, hiçbir diyet yaptığım yok” diyor. Ve ekliyor “sence diyete mi ihtiyacım var?” “Şişman mıyım ben?”
“Hayır, hiç şişman değilsin karıcım. Fil hakkında bir şey duydun mu?”
“Ne fili?”
“Sirkten kaçan fil var ya.”
“Tatlım Manchester’da sirk yok ki. Fil de yok. Bu aralar stresli ve mustarip misin? Yeni film için çok çalışıyorsun. Bugün işe gitme sadece sakince evde dinlen.
“Sen haklısın dikkat edeceğim hayatım. Anneme telefon edeyim şimdi.”
“Saat daha altı buçuk neden bu saatte arıyorsun?”
“Önemli bir şey yok, öylesine.”
“O zaman ben işe gidiyorum, bugün sakince evde otur, görüşürüz.”
“Tamam, görüşürüz canım.”
*******************************
Annemi aradım, bekliyorum. Açtı, “anne günaydın.”
“Can, oğlum. Neden bu kadar erken saatte aradın?”
“Anne, sen Ethel Halayı hatırlıyor musun?”
“Tabii hatırlıyorum. Ama görüşmeyeli yaklaşık yirmi yıl oldu.”
“Sağlığı nasıl Ethel Halanın?”
“Sağlığı hakkında bir fikrim yok. Sen neden yirmi yıl sonra Ethel Hala için endişeleniyorsun ki oğlum?”
“Hiçbir nedeni yok. Öylesine sordum hoşça kal.”
Elimdeki çay yatağa dökülüyor. Karım haklı. Bugün evde rahat olmalı ve sakince dinlenmeliyim. İşe gidemeyeceğimi söylemek için patronu arıyorum.
“Merhaba patron, bugün çok iyi değilim. Yeni proje için çok stres yaptım, kafam bir hayli karışık, işe gelemiyorum.”
“Merhaba, yazık oldu. Yeni bir fikrim var oldukça heyecanlı. Bu hakkı kaçırdın Can. Bir aksiyon filmi. Harika olacak. Dinle bak, büyükşehirde sirkten kaçan bir fil. Radyoaktif dalgalar yüzünden delirmiş, genetiği değişmiş muzlar. Her yeri saran yapışkan şekerleri durdurmaya çalışan insanlar.”
“Anladım patron. Peki, Ethel Halanın filmdeki yeri ne olacak?”
“Ethel Hala kim?”
Telefonu kapattım. Maalesef yine rüyadayım uyanmayı ümit ekmekten başka çarem yok.