Seans

Esmanur Satıcı

Sadece gülmek daha çok gülmek istiyorlardı.Hedefin kim ve ne olduğunun bir önemi yoktu. Üstelik hedef seçmek için düşünmüyorlardı, kendileri de bir hedef olabilirdi, o zaman daha çok gülmelilerdi. Bilmiyorum bu anlattıklarımın bir önemi var mı yoksa bilincim beni kandırmak ve sizi oyalamak için bir oyun mu oynuyor? Hafızamın tozlu raflarına çekiliyorum, lisedeyim. Bana gülüyorlar, onlar güldükçe midem bulanıyor. O günlerden bahsetmek istemiyorum aslında, yeniden yaşıyormuşum gibi acı veriyor.

Annem ve babam kariyerlerine düşkün iki başarılı avukat, konuştukları tek konu işleri davaları, birlikte açacakları büronun hayaliyle yatıp kalkıyorlardı. Bazen beni gerçekten görüp görmediklerini öğrenmek isterdim, bilerek akşamları geç kalırdım, acaba yokluğumu fark edip beni arayıp soracaklar mı, merak edecekler miydi beni? Bir keresinde arkadaşım Ayşelerde kalmıştım da yemin ettirmiştim, onlarda kaldığımı bizimkiler sorarsa söylemesin diye, kaybolduğumu düşünsünler istemiştim, ne yapacaklardı, yokluğum varlığımı daha görünür kılmak için kullanabildiğim tek kozdu. O akşam Ayşe sözünde durmuştu da Ayşe’nin annesini arayınca bizimkiler, oyunum bozulmuştu.

Bir keresinde nasıl oldu hatırlamıyorum, sınavlardan birini unutmuştum, yüz üzerinden altmış aldım, sınıf ortalamasına göre normal bir nottu ama yüksek notlarımın yanında bir felaket görüntüsü veriyordu. O gün yemekte altmış aldığımı söylediğimde, babam yemeğini yarıda bırakmıştı, annem “Sen diğer öğrenciler gibi olamazsın, bize layık bir evlat olmalısın, eğer notların bu şekilde devam ederse babanla senin için bir çare düşünmemiz gerekir.” demişti, bana kızmış olsalar da bu hoşuma gitmişti. Sonrasında notlarım düştü, çalışsam da düşük alıyordum, sınavlarda kilitleniyordum. O yıl birinci dönemi düşük notlarla bitirince, anne ve babamın benim için özel ve yatılı bir okul bulduklarını öğrendim. Derslerim ile yedi yirmi dört ilgilenecek öğretmenler olacakmış, bu benim için muhteşem bir fırsatmış, onlara kendimi ispatlamam için bana bir şans vermişler falan filan.Ayak diretmedim, onlar bana bir fırsat verirken ben onlardan vazgeçiyordum. O gün bu hayatın yalnızca bana ait olduğunu ve hayatta bir başıma olduğumu öğrendim. Zaten okuldakilerle de pek aram yoktu. Tamam dedim, lise sona o muhteşem okulda başlayacaktım.

O yıl yeni insanlar, parlak öğrenciler ile tanışacaktım, annem böyle diyordu, filan şirketin sahibinin oğlu, bilmem ne mağazasının kurucusunun torunu ile aynı dönemdeymişiz. Nerden bilecektim midemi bulandıran yapbozun büyük bir parçası olduklarını. İlk gün iyi başlamıştı beklediğimin aksine, eğleniyorduk , “Sen yenisin galiba” diyorlardı, gülüşüyorduk. Hocalar devlet lisesine göre daha ilgililerdi, daha sıcaklardı, yoksa bu paranın sıcaklığı mıydı? Haksızlık ediyorum işlerini seven insanlardı, haklarını ödeyemem. Öğrenciler acımasızdı ancak şakaların dozu gün geçtikçe artıyordu, karşıdakini ağlatacak kadar ileri giden, ağladığı için bile dalga geçen zalimlere dönüşmüş bu muhteşem okulun parlak öğrencileri. Kimlere neler dediklerini hatırlamıyorum ama hatırladığım bir şey var, ben de onlarla birlikte gülüyordum. Leş yiyen kargalar gibi miydim ağzım elim ezik olan öğrencilerin kanına bulaşmıştı, dişlerimde etlerinden bir parça, gülerken iğrenç bir canavardım ben de. Ancak asla ben dalga geçmedim kimseyle, ilk şakayı ben yapmadım asla, sadece gülenlerle birlikte gülüyordum, bana da gülmesinler diye.

Kurtulamamıştım ama oklar bana dönmüştü, yeni hedeflerden biri bendim, dalga geçiyorlardı benimle. Direnmeliydim, onlarla birlikte gülmeli onlardan daha çok gülmeli, incindiğimi asla belli etmemeliydim, hatta şakayı yapan ben bile olabilirdim, oku atan tetiği çeken ben olmalıydım. Her gece ağladığımı aynalara bakarken kendimden nefret ettiğimi, kahkahalarımın öğürmelere döndüğünü kim bilebilirdi. O gün de diğer günlerden biriydi hiçbir farkı yoktu.Yağmur yağdığını hatırlıyorum. Koşarak okuldan çıkarken de yağmurun yağdığını hatırlıyorum, durduğum ilk yerde kusarken de yağmurun yağdığını hatırlıyorum. Kustuktan sonra daha iyi hissettiğimde yağmurdan sırılsıklam olduğumu fark ettiğimi hatırlıyorum.

O gün sabaha kadar yağmur yağdı. O yağmurun elimdeki ağzımdaki kanları temizlemesini isterdim olmadı. Sadece kusarken masum hissediyordum.

-Evet Elif hanım, kusma ataklarınızın altında anlattıklarınzın etkisi var muhakkak, bir sonraki seansta hipnoz yapalım ve asıl sebepleri bulalım, yanılgıları bulup doğruyu yerleştirelim. Daha iyi olacağınıza inanıyorum, buraya gelmek bile bizim için büyük bir başarı bana ilk kez kendinizi açtınız. Teşekkür ederim.

Seans bitiyor, bu kez anlatarak içimdekileri kustum ve acınası bir halde değilim, iyiyim.