Kelimeler ;Ayak, Enişte, Ceylan
Ayak sandalyenin ayağı olsun. Mobilya atölyesi olsun ve kızı da ahu olsun. Ceylan sürekli evde köşede duran eniştenin oturduğu koltuğa gözünü dikmiş koltuğun sağ ön ayağına diksin gözünü orada ne olduğunu anlayamasınlar ceylan sürekli Eniştesi geldiğinde oturduğu sandalyenin sağ ön ayağına gözünü diksin .Fakat ceylanı sevdiği için salmıyor bahçeli bir eve taşınıyor. Ceylan sürekli sandalyelerin ayaklarına donarak bakmaya devam ediyor enişte bundan rahatsız olsun. araştırmaya başlasın araştırınca gittiğinde oturduğu sandalyenin altında hazine ve yanında ufak bir not bulsun. Notta hazineyle ilgili bilgi yazsın. 500 sevgi çeki dolu olduğu görülsün. Sevgi çekini birisine vermek demek onu sevdiğini söylemek anlamına gelsin. Ve bu çek bir kişiden başlayarak kişiler arası dolaşsın 500 sevgi çeki tüm dünyaya sevgiyi, güzelliği yaysın. Sevgi çekinin bir bahane olduğu aslında gerçek hazinenin insanın kalbinden gelecek bir iki güzel cümle içerisinde saklı olduğu anlatılarak öykü bitsin. Enişte tam olmadı gibi ona bişey ayarlayabilirim.
Ceylan’ın Ahu Gözleri
En büyük Eniştemiz Ali abi bize sık sık geliyordu ablamla birlikte. Eniştenin koltuğu adını vermiştik sürekli oturduğu koltuğa. Hafif sarı desenli, sade krem detayları daha çok olan koltuk tıpkı bir taht gibi heybetiyle her gelişinde oraya oturan Enişteyle özdeşleşmişti artık. Ali Enişte her geldiğinde koltuğuna çekilir telefonuna dalar giderdi. Bir gün yaz aylarında bahçeye almıştık koltukları ve tabiki Eniştenin koltuğunu. Kızım Ahu bir yaralı ceylanın yaralarını sarmıştı ve kısa bir zaman dilimini bizimle geçirmesi gerekiyordu. En azından yaraları iyileşene kadar. Büyükçe bahçemizin bir kenarında kaçmaya yeri ve mecali olmadığından kıvrılmış yatıyordu. Enişte geldiğinde gözlerini eniştenin oturduğu koltuğa dikip öylece bakmaya başladı. İlk başlarda dikkat etmemiştik fakat sonraları bir akşam enişte ali abi farketti ceylanın oturduğu koltuğun sağ ön ayağına dikkatlice baktığını ve başka herhangi bir tepki vermediğini. Bir süre neden böyle yaptığını merakla geçti. Fakat günler geçtikçe Ali enişte daha da meraklanıyor bunu daha çok sorgulamaya başlıyordu. Her geldiğinde ana konumuz bunun nedenini aramakla geçiyordu. Ablam bu konuda rahatsızlık duymaya başlamış eniştemin bu konuya kafasını takmasından dolayı şikayet etmekteydi. Sabah akşam bu konuyu düşündüğünü söylüyordu. Bir akşam yine otururlarken eniştem kalkıp ani bir hamleyle koltuğu kenarı itti ve yaprakların kapattığı zemini temizledi. Ufak çukur benzeri bir alan ve orada da ip benzeri bir şeye rastladı. İp belli ki toprağa gömülüydü. Çekip çıkarmayı denedi; olmadı. Sert bir şekilde çekince iple beraber demir kutu içerisinde bir not geldi. Demir kutuyu açıp notta yazılanları okudu ve kutunun içerisinde bir tomar kağıdı eline alıp incelemeye başladı. Ne yazdığını ilk başta anlayamamış olsakta durum çok geçmeden ortaya çıkmıştı. Kağıdın üzerinde sevgi çeki yazıyordu. Notta ise “sevdiğin insanlara bu çekten bir koçan vererek sevgini göstermelisin her sayfayı bir kişiye verebilirsin sadece ve ne kadar tatlı dille dağıtırsan o kadar amacına ulaşmış olursun.” yazmaktaydı. Bir bir dağıtmaya başladı çekleri bir bir dağıtırken uzun zamandır koşturmacanın içerisinde ağzından güzel kelimelerin nasıl da eksik kaldığını fark etti. Önce ablama verdi sonra dostu bildiği kişilerden başlamak üzere ailesine ve çevresine dağıtmaya başladı bana da bir tane vermesi mutlu etmişti tabiki, dağıttıkça rahatladı ve mutlu oldu. Mutlu oldukça daha da bir hevesle dağıttı elindeki 500 çek bitince derin bir oh çekti içinden. Görevini yapmış olmanın verdiği rahatlıkla. Evine gitti ve biraz dinlendikten sonra gönül rahatlığıyla uykuya daldı. Sabah kalktığında her şeyin farklı olacağından habersiz bir şekilde uyudu ve sonsuz bir döngünün ilk adımını attığından habersiz bir şekilde uyudu. Erken kalkıp heyecanla yaklaştı telefona beklediğinden çok farklı bir şeyle karşılaştı ekranda; 72 cevapsız arama. Belki 72 gün boyunca 72 kişi aramamıştı, cevapsız aramaların çok oluşu içten içe tedirgin ediyordu. Fakat bir o kadar da merak ediyordu nedenini. Birkaç dakika sonra tekrar bir arama sesiyle irkildi. Enişteyi arayan bu sefer üniversitede okuyan oğluydu.
-Baba haberleri gördün mü?
-Ne oldu oğlum?
-Aç çabuk baba haberlere bak, suç oranları birdenbire kesilmeye ciddi oranlarda azalmaya başlamış. Milyonlarca insan birbiri ile barışıyor ve bunun bir çek sayesinde olduğunu söylüyorlar bunu başlatan kişi olarak da senin resmin ekranlarda gösteriliyor.
-aaa...aa.. açıyorum bir dakika nasıl olur? O çek kağıtlarından sadece 500 tane vardı milyarlarca insana nasıl ulaşabilir ki bu olay?
-Bilmiyorum baba bende çok şaşırdım nasıl bir şey oldu ne şekilde oldu bilmiyorum ama güzel oldu.
-Tamam oğlum teşekkür ederim.Ben seni sonra ararım.
-...Peki baba kendine dikkat et.
-Görüşürüz oğlum.
-Görüşürüz.
Oğluyla konuştuktan sonra haberleri açtığında oğlunun anlattığı tablonun aynısı hatta daha abartılısı ile karşılaşmıştı. Ekranlarda kahraman olarak nitelendiriliyordu. Durup düşündüğün de ise sadece olması gerektiğini yaptığının farkındaydı. Belki ceylan koltuğun sağ ayağına bakmasaydı bir iyilikle dünyayı değiştirecek gücün elinde olduğundan habersiz bir şekilde ve ağzından daha az güzel söz dökülerek yaşayıp gidecekti. Ama artık farkındaydı, dünyayı iyilik kurtaracaktı. Ve kendisi bu iyiliğin anahtarı olmalıydı. Ceylan iyileşip yuvası olan ormana geri döndü. Koltuk kırıldı yerine yenisi geldi. Eniştem vefat etti. Fakat başlayan bu sonsuz iyilik döngüsü, güzellik döngüsü sürekli devam etti. Hayatı daha yaşanabilir kılmak için Ceylan'ın gözlerinden Enişte’nin koltuğunun ayağına bakmak gerekirdi belki de. Tüm bu olanlar karşısında kızım Ahu gülümsüyordu ve bakıyordu öylece yaralı ceylan gibi. Belki de Ahu o yaralı Ceylan’dı. Ceylan Ahu’ydu sanki o anda. Mânalı bir şekilde bakıyordu yeni koltuğun ayağına. Alarmın sesiyle irkildim. Saate bakınca okula neredeyse geç kalacağımı fark ettim.Hemen hazırlanıp okula yetiştim yolda aklıma eniştem geldi. Koltuğun o sıradan ayağı anlamlanmaya başladı zihin dünyamda. Ve bir ceylan beslemek geldi içimden. Çocukça bir hevesle….
Bu çocuk ve sabah uyanma kısmını belki düzenlerim.