Enkaz

Büşra Baysal

İnsan hep kendini bir şey zanneder çokça acizliğini hatırlasa bile. Kibirden dünyalar inşa eder, temeli çürük. Sonra inşa ettiği dünyası başına yıkılır bazen enkaz sadece ona zarar vermez.

Kader mahallesinde bir abi vardı, meşhur semt abilerinden. Mahallede birinin derdi mi olur, adam mı dövülecek, mahalleye tebelleş olan yabancılar mı var hemen bu abimizin yanına gidilirdi. Kumral tenli, ela gözlü, bir seksen boylarında, elinde hep sigarası. Sigaranın dumanını dışarı üflerken hep göğe bakardı, kimse anlamazdı bunun nedenini. Adı Ayaz, keskin ve soğuk bakışlı, yalnız göğe bakınca yumuşardı bakışı. O zaman öyle sevecen öyle masum olurdu ki çocuk gibi. Ayaz'ın bir de arkadaşı vardı ikisi aynı evde yaşardı. O Ayaz'dan çok farklıydı. Sakin, kendi halinde, kavga dövüşten uzak, farklı bir âlemde gibi. Görenler onu meczup sanırdı. Ayazla onun nasıl bu kadar yakın olduğunu kimse anlayamazdı. Birbirlerine akla kara kadar zıt iki kişi. Onun adı Kenan, cılız, esmer, siyaha çalan gözlerinin arkasında çok şey gizli. Kenan düğünlerde davul çalardı, "davulcu dediğin şöyle insanı eğlendiren biri olmalı vur patlasın çal oynasın olmalı bu adamın eğlenceyle hiçbir alakası yok derdi cümle ahali." Kenan bu işi sevdiğinden yapmazdı, okur-yazarı var ama onun dışında pek bir meziyeti yoktu bu devirde o da meziyet değil ya. Kenan beden gücü gerektiren hiçbir işte de dikiş tutturamadı çünkü nahif bir yapısı vardı, o davulu bile zar zor taşıyor ya. İşte Kenan böyle işsiz güçsüz sahaflardan aldığı yırtık, eski kitapları okurken Ayaz elinde bir davulla eve geldi, sırıtarak sana iş buldum diye. Kenan birkaç aya öğrendi davulu ama düğün sahipleri yeterince onları coşturamadığı için Kenan'ı pek talep etmedi.

Ayaz çok bağlıydı Kenan'a, mutlu olsun isterdi ama ikisinin de kaderlerine mutluluk çok uzaktı yıldızların bize uzak olduğu kadar. Ayaz Kenan'ı kendi işlerine karıştırmazdı zaten Kenan’ın da o işlerle zerre alakası yok. Ama hep korkardı Ayaz'a bir şey olacak diye, Ayaz itle köpekle hep boğaz boğaza, diş dişe. Geceleri bahçede oturup çay içer sohbet ederlerdi, Ayaz hemen bir sigara yakar Kenan'a da uzatırdı. Kenan her zaman almazdı alırsa da öksüre öksüre içerdi, gözlerini karanlığa diker, bir şey görüyormuş gibi uzun uzun bakardı. Ayaz Kenan'a karşı çok uysal. Sanırsınız ahkâm kesen, çevresinde türlü tevir insanların olduğu, belinde silah, hır gür içindeki o serseri gitmiş yerine başkası gelmiş.

Kenan mahzun mahzun bakardı Ayaz'a

- ne zaman vazgeçeceksin bu işlerden, hayatta tek varım sensin tüm yoklarımın içinde

Ayaz'ın yüzünde acı bir tebessüm,

+ hiçbir zaman.

Ayaz güce müptela, çocukluğunda onlara yapılanları kimse bir daha yapmaya cesaret edemesin diye ta ufacıkken güçlü olacağım, aciz olursam hep zarar görürüm, Kenan'ı da ben korumalıyım diye söz verdi kendine.

O zamandan beri Kenan'a el sürdürtmedi ama güç onlara er geç zarar verecekti, Ayaz'ın sandığının aksine.

KENAN

Bir zamanlar benim de anne babam vardı. Annem saçlarımı okşar, koklar, öperdi.

Babam hep kitap okurdu, benimle daha çok ilgilensin diye arkasında durur bir kitaba bir ona bakardım, fark edince kitabı masaya koyar beni kucağına alırdı. Anlaşılan kitapları benden kıskanıyorsun derdi sımsıcak gülümseyerek. Sonra hikâyeler anlatırdı bana bir gün hurma ağacından bahsetti, biliyor musun Kenan insana en çok benzeyen ağaç hurma ağacıdır aynı insan gibi onun da bir kalbi vardır kalbi zarar görünce yaşayamaz demişti. Çocuk aklımla anlam verememiştim buna.

- Hurma ağaçları da konuşur mu baba?

+ Hayır, oğlum ama onların da yavruları olur.

Konuşmanın devamını pek hatırlamıyorum ama bu sözler aklımdan hiç çıkmadı, yetimhanedeyken düşünürdüm hurma ağacının yavrularının da annesi babası ölür müydü? Benimkiler ölmüştü, büyüyünce araştırdım bunu. Yavru hurmanın tohumları annesinden uzağa dikilirse yavru hurma ölür, annesi de meyve vermezmiş. Annemden ayrı kaldığım için ben de ölür müyüm?

Arabayla gezmeye gidiyorduk sonra annemin çığlığı…

Uyandığımda hastanedeydim annem yoktu yanımda, saçlarımı okşayan kimse yoktu. Sonra yetimhaneye getirdiler beni hep ağladım, büyük çocuklar dalga geçiyordu benimle, sümüklü diye. Fırsat bulunca vuruyorlardı da. Bir gün yemekhanede sıraya girdim, çok acıkmıştım. Kıymalı pide vardı yemekte, en sevdiğim. O kadar sevinmiştim ki hemen gittim bir yere oturdum tam elime pideyi almış yiyecekken büyük çocuklardan biri geldi elime vurup pideyi düşürdü. Sevincim kursağımda kalmıştı ağlamaya başladım o gülerek benimle alay ediyordu, zırlamaktan başka ne yaparsın ki. Sonra Ayaz geldi benden bir yaş büyüktü ama cesurdu o, çocuğu başımdan savıp kendi pidesini de bana verdi. Bu olaydan sonra hiç kimse bana yaklaşamadı Ayaz beni hep korudu. Yetimhaneden çıkınca da birbirimizden ayrılmadık. İkimiz de liseyi bitirdik sonrası yok zaten Ayaz güç istiyordu ben ise onu da kaybetmemek. Ayazla benim dostluğumuza kimse anlam veremiyordu, bilselerdi daha küçücük çocukken bizi birimize bağlayan yaraları. Abimdi o benim.

AYAZ

Kenan anne babasını az da olsa hatırlıyor, ben ise hiç. Bir yaşındayken bırakmışlar beni yetimhaneye. Çocukken göğe bakardık Kenan’la, bulutlardan oluşan şekilleri bir şeylere benzetirdik. Bir gün çok güzel bir kadın silueti görmüştüm. Annem dedim bu bak Kenan annem orada, hâlbuki annemin neye benzediğini bilmiyordum ama o belli belirsiz yüz hep annemmiş gibi geldi bana. Hala bazen görünür bana gerçek mi hayal mi bilmiyorum ama o annem.

Yetimhanede ben de itilip kakıldım sonra canıma yetti güçlü olmalıyım artık çok güçlü. Hem yalnız değildim artık benim bir kardeşim vardı onun için de güçlü olmam lazımdı çünkü güçlü olmaz aciz olursan seni hep ezerler dedim kendime. Kenan zaten nahif bir çocuktu, ben korurdum onu.

**********

Bir gün mahalle ayağa kalktı bir hengâme aldı etrafı. Ayaz 'ın yanına geldiler mahallenin delikanlı serserileri

- Abi Kenan…

+ Kenan ne lan, ne olmuş Kenan’a?

- Abi gel, gel kendin gör.

Ayaz koştu, kalbinde bir sızı, tüm benliğini kaplayan bir korku…

Kenan kanlar içinde yerdeydi yanında da pek sevmediği davulu. Kenan hiç olmadığı kadar mutlu, gülümsüyor.

Ayaz geldi, ağlamaklı:

- Kenan dayan kardeşim! Ambulans çağırın lan, çabuk!

+ Geliyor abi çağırdık.

Ayaz saçlarını okşadı Kenan'ın, gitme kardeşim, ne olur gitme!

Kenan'ın yüzünde gülümseme:

- Ayaz, ben annemden ayrı kaldığım için ölüyorum yavru hurma gibi. Ama onlara kavuşacağım dedi, zar zor.

Kenan nefes nefese kalmıştı, Ayaz uzun zaman sonra ilk defa ağladı gözlerinden sicim gibi yaşlar dökülüyordu. Kenan onun her şeyiydi.

Kenan'ın gözleri kapanmıştı, kalbi durmuş, ruhu çıkmıştı. Güç Kenan'ı koruyamadı aksine öldürdü. Ayaz'ın düşmanları Kenan'ı öldürerek Ayazı da öldürmüştü. Bizim semt abisinin kurduğu dünyanın enkazı altında kaldı Kenan.