Dedem ve Ramazan

Merve Nur Türkoğlu

Her sene olduğu gibi bu Ramazanda da ilk iftarımızı dedemlerde yaptık. Babam orucun son saatlerine kadar işte olduğu için yine en son biz varacaktık. Haliyle iftar için sıcak pideler almakta bizim vazifemizdi.

Kapıyı en büyük kuzenim Ali abi açtı. Diğer kuzenlerim de ordaydı. Tuğba, Mert, Gamze Abla, Selim ve Selim'in kardeşi. Selim'in kardeşi diyorum çünkü adını hala aklımda tutamıyorum. Kendisi dünyaya daha yeni geldi. O kadar kuzen bir arada olunca sanki bayramın neşesini şimdiden hissediyorsun. Büyüklerimiz ise galiba oruçlu oldukları için daha çok derin sessizlik içindeydiler. Hal hatır yaparlarken bile kısık sesle fısıldar gibi konuşuyorlardı.

- Nasılsın Abla?

- Çok şükür seni sormalı? Ne yaptınız çocuğun tercih işini? İstediği yer oluyor mu?

- Sorduk hocalarına da illa İstanbul yazmayın diyorlar. Bizimki de İstanbul dışına gitmem diyor. Başka tercih yapmazsa bir yıl daha hazırlanacak. Ben yaparım diyor ama ben biliyorum kızımı, bir yıl daha çalışmak çok yoracak onu.

- Haklısın Selma. Bak bizim kıza oda ben yapamam diyip okulu bıraktı. Şimdi eşşek gibi pişman. Biz büyüdü sanıyoruz ama bunlar onsekizinde de olsa da büyümüş olmuyorlar. Akılları havada geçiriyorlar yıllarını. Biz öyle miydik? Annem babam bizi her işin altına sokardı. Babamın yazın bisiklet istiyorsun diye seni bir haftalığına çırak yaptığını hatırlıyorsun değil mi? Kız başına nalbur da neyi öğreneceksen halbuki.

- Siz yine beni mi çekiştiriyorsunuz oruç ağız.

- Evet baba. Ablam beni nalbur dükkanında nasıl çalıştığını soruyor. Beni hiç yormazdı ki babam, masanın, kasanın tozunu aldırırdı boyuna. Gelen müşterilere boya kataloğu taşırdım ya da.

-Haydi vakit yaklaşıyor buyrun sofraya. Ezanı sofrada beklemek, vakitten önce dua etmek sünnettir. Vakit girer girmez orucu açmakta da acele etmeliyiz. Bunun için sofrada hazır bulunmalı, duamızı çoktan bitirmiş olmalıyız.

Dedem nasihatlerine başlamıştı. Eminim başka bir zaman olsa biraz daha uzatırdı anlattıklarını.

Top patladı, ezan başladı. Taze hurmalarla oruçlar açıldı. "Allah kabul etsin"ler denildi. İftarımızı yaptıktan sonra erkekler cemaat olup akşam namazını kıldı. Annelerse namazlarını nöbetleşe olarak kılıyordu. Çünkü bir kısım bir yandan sofra toplayıp, çay hazırlamakla meşgul oluyordu. Bizde kuzenlerimle yardım ediyorduk annelerimize.

Namazlar bitip, çaylar hazır olunca hepimiz salonda toplanmıştık. Belki geçen sene olsa bende Selim'in odasında bilgisayar oynardım. Ama artık 14 yaşıma girdim. Büyüdüğüm için annemin yanında durup yardım edilecek bir şey var mı diye gözlerine bakmam gerekli olduğunu öğrendim. Limon getirmek, soda taşımak, su bardağı getirmek gibi şeyler için onlardan daha hızlı birine ihtiyaç vardı çünkü. Annemden görmüş öğrenmiştim bu güne kadar. Büyükler bir şey istediğinde olanca hızınla hareket etmen gerekiyor. Eğer öyle olmazsa dedem kızar diye korkuyorlar sanırım. Dedemin hiç kızdığını görmedim ama yüzündeki ciddiyetten ötürü her an çok kızabilirmiş gibi de duruyor. Bu konudan tam emin değilim. Dedem teravihe kadar az zaman kaldığı için çayını tez isterdi. Öyle de oldu. Hep birlikte çaya oturmamızla kalkmamız bir oldu. Büyük salona geçildi. Daha sonra dedem teravih namazı kıldırdı. Namazdan sonra dedem bize Hz. Süleyman'ın hayatını anlattı. Rüzgar, karıncalar, Hüdhüd, Melike Belkıs, taht.. O kadar heyecanlı kıssaydı ki… Gece yarısını geçtiği halde hiç birimiz hikâye bitmesin istedik. Babaannem "Sahuru da yapalım öyle gidin." dese de, Tuğba Selim'in kardeşinin yanağından makas alırken ağlatınca ortalık epey karışmıştı. Hep birlikte daha fazla rahatsızlık vermemek için eve gitmek üzere toparlandık. Bense ne güzel annemin dizinde uyuklamaya başlamıştım halbuki. Ilık bir yaz gecesi, gecenin tatlı serinliği, sokak lambalarının loş sarılığı… Rüyadan başka rüyaya uyanmış gibi hissediyordum. Annem üşümeyeyim diye sırtıma hırkasını atmıştı. Arabaya binmek üzereyken sokağın sonundan davulcunun gümbürtüsünü duydum. Davula sert vurduğu gibi sesi de bir o kadar yumuşak geliyordu kulağa.

-Besmeleyle çıktım yola

Selam verdim sağa sola

A benim ağalarım

Ramazanınız mübarek ola.