Gişedeki görevliye ‘Burdur’a bir bilet.’ dedi. Sesi ikna edici ve soğukkanlı idi.Muavin tek oturup oturmak istemediğini sordu.’Tek’ dedi.Kısa kesti.Ücreti verdi,bileti aldı.Akşam yedi otobüsü,Esenler.Saate baktı, şimdilerde kaçtığı babasının elleriyle yaptığı gümüş oymalı cep saatine.Babası Kapalıçarşı’da hem antikacılık yapıyordu hem saatçilik.Ona da baba mesleğini sürdürmek düşmüştü.Lakin son günlerde huzursuz hissediyordu. Huzursuzluğunun sebeplerini düşünmemeye çalıştı.Zaten o huzursuzluk değil miydi onu yollara revan eden?Saat altı çeyrek,"bari yemek yiyeyim" diye düşündü.Otogardaki lokantalardan birine girdi,bol limonlu mercimek söyledi.Canı pek bir şey istemiyordu.
Çatal kaşık sesleri,insanları kendi firması ile yolculuğa ikna etmeye çalışan çığırtkanlar…
Başı döndü bir anda.Sanki şehir kulaklarından girip ruhunu emecek gibi gelmişti.
Tahammül edemedi, çorbayı yarıda bıraktı,suyunu içti, hesabı ödedi, çıktı.
Perona doğru yollanmadan bir cigara yaktı.Otobüsün önüne varınca bir iki fırt çekti,attı.Otobüse bindi,12 numaralı koltuğa oturdu.7 saat, uğultular ve akşamın gölgeleriyle geçti.Ufak uyuklamalar hariç hiç uyumadı.
Gece iki gibi Burdur terminaldeydi.
Son aramalardan kayıtlı olmayan o numarayı aradı.Kısa ve net bir konuşma geçti aralarında.15-20 dakika sonra eski kasa kırmızı bir mercedes önüne yanaştı.Orta yaşlı,çatık kaşlı bir herif. ‘Bin’ dedi ve ekledi.’’Emaneti sabaha karşı tan ağarırken gömcez,nevaleyi de o zaman alırsın.’’
‘’Neden gömme işleminde bende olmak zorundayım?Zaten sizin olacak?’’
‘’Çünkü delikanlı bir işi sonuna kadar yapmazsan delinen senin postun olabilir.Ha bu arada o kadar değerli bir iğne sende ne geziyor?’’
‘’Benim babam antikacı,ondan çaldım.’’ ‘Bu iğne yüzünden hırsız oldum’ diye düşündü.
Adam ‘’temiz iş ‘’diye mırıldandı.Arabayı bir pansiyonun önüne çekti.Bizimki inmeden ‘’Bu iğnenin babamda olabileceğini nerden bildiniz?’’ diye sordu.
Adam ‘’Biz çok şey biliriz ama kimseye söylemeyiz. Çok konuşma senin de babanın da canı yanmasın.’’
Bahsi geçen iğne saatin içindeki pusulanın altındaydı.1000 yıllık frig iğnesi.Tılsımlı olduğu da rivayet edilirdi kimi zaman.
Babası bu iğneyi beylik tabancasının kabzasının iç tarafındaki küçük, ince bir oyukta saklıyordu.
Genç adam düşüncelerinde kaybolmuş bir şekilde arabadan indi.
Çatık kaş ’’Saat 5’te kapıda ol,oda 21 Hakkı Saltık tarafından tutuldu. ’’Oğlan belli belirsiz başını salladı.Resepsiyona adamın dediklerini tekrarladı.Odaya çıktı ceketini koltuğa savurdu.Ayakkabılarını çıkarmadan uzandı. Huzursuzluk başka bir benlik oluşturuyordu sanki içinde.Gözlerini kapadı,nöbet geçiriyormuşcasına babasının adını sayıkladı.Hayır babasına karşı yalan söylemeyi ve hırsızlığı kaldıramazdı.Hışımla kalktı,ceketini aldı,otelden çıktı.Çevresine bakındı,beyni patlayacak gibiydi.Nöbetçi eczanenin kırmızı ışığı onu kendine çekti.Selam sabah sonrası meramını anlattı,sağ iç cebindeki emaneti çıkarıp eczacıya uzattı ve bir miktar para verdi.Anlaştılar,gitmeden telefonu kullanmak istediğini söyledi.İki konuşma yaptı ikisi de kısa sürdü.Kendinden emin ve rahatlamış bir biçimde otele döndü,öylece yattı.Ölmeye yatar gibi yattı.
Saat beş olmadan kendiliğinden kalktı.Elini yüzünü yıkadı aşağı indi.Çatık kaş geldi hazır olup olmadığını sordu.Oğlan belli belirsiz başını salladı.40 dakika sonra şehrin dışına afyon tarlalarına geldiler.Adam arabadan indi el fenerini yaktı tarlanın en sağındaki ağacın dibinde durdu.Oğlandan emaneti istedi.Oğlan zaman kazanmak için ceplerini yokladı.
‘’Yok,düşürmüşüm ‘’dedi.
Çatık kaş ‘’Başkasına satıp yedin dimi lan paraları’’ diye bağırdı.
Afyon kokuları baş döndürüyordu.Tanın kızıllığına polis arabalarının ışıkları da eklendi.Oyuna geldiğini anlayan çatık kaş oğlanın kafasına silahı dayadı.Onu esir aldı.Polisler gitgide yaklaşıyordu.Büyük bir tarihi eser kaçakçılığı şebekesinin üyesi olan çatık kaş yakalanırsa bedeli ağır olurdu.Oğlanı bırakır gibi yaptı tam giderken sırtından vurdu. Dikkati dağılmış polis genç adama yönelirken ağaçların ve karanlığın arasından kayboldu.Tanın kızıllığına polis arabası ışıkları ile beraber oğlanın kanı da karıştı.