Yol Arkadaşı

Hümeyra Semiha Babacan

Yollar, yollar gittikçe uzayan sağa sola kıvrılan yollar. Kimler misafiri olmuş, kimlere yuva olmuş. Bugünkü yolcuları her zamankinden daha tehlikeli adamlar olmakla beraber en çok korunmaya muhtaç olanlarıydı.

Fazal ,Samir ve Rashid. Bu üç Afgan iki saattir Öncüpınar Sınırkapısı’nda gözaltında bulunuyor.Tabi Afganistan’dan Türkiye’ ye getirdikleri koca tır Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’nce el konulmuş halde bekletiliyor. İsimsiz bir ihbar bu üç arkadaşı yollarından alıkoymuş olsa da onlar şaşırtıcı şekilde sakin. Elbette yolları memleket bellemiş bu adamlar Türk topraklarına keyif çatmaya gelmemişlerdi. Onlar çok büyük operasyonunun koruyucu perdesiydi.Jandarmanın karşısında bu denli rahat olmaları ancak her şeyin bekledikleri gibi olduğunu gösterirdi.

Yıllardır yaptıkları gibi işlenmiş, paketlenmiş afyon tırın döşemeleri sökülerek buraya yerleştirilmiş, iyice saklanmıştı. Yola biri büyük biri küçük iki tır olarak çıkıldı. İran sınırına kadar Afgan Hükümeti korumasındaki yolculukları sonrasında geçtikleri her bölgede hakimiyeti olanlara haraç dağıtılarak güvenli bir şekilde gerçekleşti.

Bu sabah Suriye sınırından Türkiye’ye geçiş sağlanacak Öncüpınar Sınırkapısına yaklaşınca aralarında tek Türkçe bilen Samir Gümrük Muhafaza Müdürlüğünü arayıp birebir kendi tırını tarif ederek içinde dört ton afyon taşıdığını ihbar etti. Uzunca süre yol arkadaşlığı yapan bu iki tırdan küçük olan Suriye’de kaldı. Samir’in tırı kendini sınır kapısına sürdü.Yaklaşır yaklaşmaz jandarmaların etrafını sardığı tırdan indirilen üç Afgan bir solukta içeri alındı. Şimdi bulundukları odada savcının teşrifleri bekleniyordu.

Bu sıkıcı bekleyişin ardından savcının gelişiyle tır açıldı içindekiler indirildi. İçi santim santim incelendi. Ancak ihbarda bahsedilen afyondan eser yoktu.Saman dolu bu tıra afyonun gölgesi bile girmemişti. Hayretini gizlemekte güçlük çeken savcı şoförlerin tutulduğu odaya geçmek istedi. Elbette bu esnada sınırkapısındaki tüm geçişler durduruldu. Güvenlik önlemleri üst düzeye çıkartıldı.

Odada sakince kendisini bekleyen Afganları görmek Savcı Bey’i daha da hayrete düşürdü. Gerçekten yalan bir ihbar mı söz konusuydu. Yoksa çetrefilli bir işin içine mi düşmüştü. İçinde bu bilinmezi çözmenin arzusuyla adamları sırayla sorguya aldı. Tercüman vasıtasıyla adamları sorularla epey terlettiği halde eline geçen hiçbir şey olmadı. Elden gelen bir şey yoktu yalan bir ihbar üzerine bu kadar tantana çıkmıştı. Gerekli evrakların hazırlanmasının ardından adamları salıverdi.

Samir her şeyin bu kadar yolunda gitmesinin sevinciyle elinde sigarasıyla tıra bindi. Öncüpınar’da artık hayat normale dönüyordu. Onlar yüzünden dört saate yakın bekletilen araçlar rutin kontrollerden sonra sınırdan geçiyordu.Fazal direksiyonun başına geçti. Tırı Türkiye sınırında iki üç kilometre sürdükten sonra durdu.Rashid tırdan inip ileride dürbünle Suriye’den gelmekte olan yol arkadaşlarını gözlemeye başladı. Sonunda sınırdan geçip gümrüğe girdiğini görünce Samir’e haber verdi.İşte şimdi işler keyifli bir hal almaya başlıyordu.

Samir tırdan inip yeni bir sigara yaktı. Fazal ile Rashid yanlarında getirdiklerini kenarda bir ağacın altında yemeye başladı.Bu sırada gözledikleri tırda kontroller başlamıştı. Samir elindeki kibrit kutusundan birkaç kibrit çakıp samanların içine attı. Soğukkanlı bir şekilde olacakları izlemeye koyuldu. Alevler samanları bir bir içine kattı. Kısa zamanda dumanlar Öncüpınar’dan görülür hale geldi. Bu duman evrak kontrolünden geçip araç kontrolleri yeni başlamış olan arkadaşları için rahatlatıcı bir haberdi. Evet Samir başarmıştı.Şimdi onlara düşen ortaya çıkan kargaşayı keyifle izlemekti.

Arama yapmakta olan gümrük görevlileri dahil herkes yangının dehşetine kapılmıştı.Görevliler büyük bir özveriyle yangını söndürdü. Araçtaki tüm samanlar küle dönerken yarı römork az hasarla kurtuldu. Çekici ise hala çalışır vaziyetteydi.Üç Afgan görevlilerin yardımıyla saman küllerini temizledi. Bu sırada savcının yeniden geleceği yangınla ilgili soruşturma yapacağı söylendi.

Yangının kontrol altına alınmasıyla işlerine devam eden gümrük görevlileri olayın etkisinden çıkabilmiş değildi. Bu esnasa bizim küçük tır karmaşa sebebiyle kontrol edilmeden geçiş iznini aldı. Savcı Bey’in aracı Öncüpınar’a yaklaşmışken Samir’in yol arkadaşı tam karşıdan Türk topraklarına giriş yapıyordu.Elbette içindeki tonlarca afyonla beraber.

Savcı ise can sıkıntısıyla söyleniyordu. İçinden‘’ Bu afyon, esrar işini yapanları bulmak samanlıkta iğne aramaya benziyor. Bazen o sakladıkları iğneyi bulmak için tüm samanlığı ateşe veresim geliyor.’’ dedi.

Haklıydı bazen gerçekten samanlığı ateşe vermek gerek ancak bu kadar kaçakçının, hırsızın yaptığı işin adı ticaretti. Hem de dünya devletlerinin ortak olduğu bir ticaret. Türkiye milyon dolarların döndüğü bu oyunun kazananlarından değildi elbet. Bazen misafir eden bazen tehlikelere yuva olmuş bir yoldan ibaretti sadece .